Yaşar Nezihe (Bükülmez) Hanım, hayata, zorluklara, haksızlıklara, yolsuzluklara direndi. Ezilenin yanında, ezenin/despotun karşısındaydı. Şaire kimliği ile ilgi uyandırdı. Türk edebiyatının 1 Mayıs temalı ilk şiiri onun imzasını taşıyordu.
1. Abdülhamit, 45 yıl ‘Kafes Köşkü’nde hapis tutuldu. Vücudu iflas etti, morali çöktü. Tahta çıkınca, saray hekimlerinin hazırladığı özel ilaçları/karışımları kullandı. Ardından cariyelerle sıkı şekilde teşriki mesaiye girdi. Ama ‘Ruhşah’ adlı ahunun reddiyesi karşında ne yapacağını şaşırdı. Merhamet dilenen mektuplar kaleme aldı, adeta yalvardı…
‘İnci Baba’ lakaplı Mehmet Nabi İnciler, hazır cevaptı, girişkendi, farklı meziyetlere/zevklere sahipti; çevresini şaşırtmayı severdi. İtalyan asıllı, ABD vatandaşı, Şikago Mafyası’nın ünlü şefi - merhum! - Al Capone’nin hayranıydı. İdolünün mezarını ziyaret etti, şanına uygun muhteşem çelenk yaptırdı. Ellerini açıp ruhuna ‘Fatiha’ bile okudu
Prenses Süreyya, İran İmparatoriçesi sıfatı ile ülkemize - 1951 ve 1956’da! - iki resmi ziyarette bulundu. Büyük ilgi gördü, el üstünde tutuldu. Güzellik reçetesini de uygulamasına fırsat tanındı…
Sultan Vahdettin’in 5. - ve son! - hanımı Nimet Nevzat Hanım kıskanılacak derecede güzeldi. İri gözleri, dolgun etli dudakları, kaymak beyazı cildi ile hemen fark edilirdi.
Serfirâz Hatun, Osmanlı’nın 31. padişahı Sultan Abdülmecit’in gözdesiydi. Su gibi para harcar, Avrupa elbiseler giyer, Galata ve Beyoğlu’nda fink atardı. ‘Küçük Fesli’ lakaplı, yakışıklı Ermeni müzisyeni jigolo tutmuştu.
Almanya’nın Afrika’daki sömürgesi Namibya’da tarihin ilk soykırımını gerçekleştirdiği ve 100 bin civarındaki yerliyi öldürdüğü Birleşmiş Milletler Raporu’na girdi.
Muhterem Nur, - son döneminde! - Müslim Gürses ile yaptığı ve 29 yıl süren evliliği ile hatırlandı/tanındı. Nur, Gürses’ten 22 yaş büyüktü. Bir devirde çok ünlü olmasına karşın, günümüzdeki bilinirliği sınırlıydı.
Stalin, - 1940’dan itibaren! - ülkesini ziyaret eden yabancı devlet adamlarının - liderlerin psikolojik durumlarını, zayıf-kuvvetli yönlerini analiz edebilmek için dışkı inceleyen özel birim - laboratuvar! - kurdurdu.
Suzan Avcı (Bizavcı), ‘hayat mektebi’nden mezundu. Tek başına yaşamı ve ailesini omuzladı. Yeşilçam’da mucizeler yarattı. Çizdiği tipolojiyle milyonlarca erkeğin dikkatini çekti/hayranlığını kazandı. Adını, Türk Sinema Tarihi’nin zirvesine yazdırdı.
Nurullah Ataç, döneminin eleştirileri en çok önemsenen üstadıydı. Dilde sadeleşmeyi destekledi. Cumhuriyet ilkelerini savunan genç kabiliyetleri hep destekledi. Ömrünü Türkçe’ye adadı.
Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos (1864 - 1936), 12 Ocak 1934’de bir mektup yazıp Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermişti.
3. Mustafa, devletin itibarı/muzafferiyeti için bütün varlığını harcadı. Hanımından, kızından ve oğlundan ordular donatacak tutarda borç para alıp savaş masraflarını karşılamaya çalıştı. Karşılığında senet verdi. Borçlu öldü; imzaladığı tarihi bono, Topkapı Sarayı’nın arşivine girdi.
Mehmet Ali Erbil; ünlü bir babanın, Sadettin Erbil’in oğluydu. Aileden tiyatrocu/sinemacıydı. Babasının yolundan gitti; ata mesleğini seçti. Her hareketi ilgi çekti; her esprisi yüzümüzü güldürdü. Bazen güldürüde çizgiyi aşsa da, hep tolerans gördü.
Seher Şeniz, parçalanmış aile kurbanıydı. Babasını hiç tanımadı; annesinin ve kardeşlerinin desteğini de - yeterince! - gör(e)medi. Sevgiyi, huzuru ve aile sıcaklığı başkalarında aradı. Hep aldatıldı; cinsel obje olarak değerlendirildi; sürekli hayal kırıklığı yaşadı. İfadesine göre; ‘kullanıldı!’
Kiev Üniversitesi Tarih Bölümü’nün son sınıf öğrencisi Lyudmila Mikhailovna Pavlichenko - ki 24 yaşındaydı! - , okulu bırakıp orduya katılmayı, Nazilere karşı savaşmayı planlamıştı.
İngiliz devlet arşivlerindeki istihbarat belgeleri çok farklı Enver Paşa portresi çizdi. Kayıtlara/yazılanlara göre Enver Paşa; Almanya’nın desteğiyle tahta çıkmayı arzulardı. Kendisini Napolyon ile kıyaslardı. Yakın korumasına çok dikkat ederdi.
(Hacı) Melek Nimet Özden; 1924’de faaliyete geçen Tayyare Piyangosu’nun ilk bayan başbayisiydi. Şartların zorlamasıyla iş hayatını seçti. Disiplinli ve girişimci ruhuyla başarıyı ilk seferde yakaladı ve hiç bırakmadı.