Defne Yalnız’ın Yalnızlık Korkusu

Defne Yalnız; okumayı-yazmayı öğrenmeden tiyatro sahnesinin tozunu ciğerlerine çekti.

Defne Yalnız’ın Yalnızlık Korkusu

Defne Yalnız; TRT’nin ve Türkiye’nin ilk yerli dizisi Kaynanalar’ın Döndü’süydü. Denizli’de doğdu, ama meslek hayatında Ankara etkili oldu. Okumayı/yazmayı öğrenmeden tiyatro sahnesinin tozunu ciğerlerine çekti. 1954’de - daha 6 yaşındayken! - Ankara Devlet Tiyatrosu’nun Çocuk Tiyatrosu Bölümü için açtığı sınavı kazandı. ADT, Maurice Maeterlinck’in özgün adı ‘L’Oiseaubleu’, İngilizce ismi ise ‘The Blue Bird’ olan ‘Mavi Kuş’ oyununu sergileyecekti; küçük yaşta oyunculara ihtiyaç duyuluyordu. Yalnız da, o yıl, tam 6 yaşındaydı. Sınavı kazandı; Mavi Kuş’ta doğmamış çocuklar ülkesinde bir çocuğu oynadı. Rolünü annesi defalarca okuyarak ezberletmişti.

- Cüneyt Gökçer’in Öğrencisiydi… -

Liseye kadar, okul ile çocuk tiyatrosunu birlikte yürüttü. Liseden sonra konservatuar sınavlarına girdi ve kazandı. Konservatuar sınavlarına Alper Özalp hazırlamıştı. İmtihanda, Sophocles’in ‘Elektra’sını ve Carlo Goldoni’nin ‘Otelci Kadın’ını oynamıştı. Mahir Canova ve Cüneyt Gökçer gibi efsane hocaları oldu. Sınıfında da, Füsun Demirel, Sema Çeyrekbaşı, Yavuz İnsel, Ayşegül Atik, Aysun Orhon, vb. gibi geleceğin değerli oyuncuları bulunuyordu. Hiç sene kaybetmeden, 1969’da mezun oldu.

Ankara Devlet Tiyatrosu’nda ilk profesyonel oyunu: Cevat Fehmi Başkut’un ‘Küçük Şehir’iydi. Başrollerden birinde Tekin Akmansoy oynuyordu. Onunla, ‘Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’nda da sahne almıştı. TRT’nin Ankara Deneme TV’sinde ekranla tanıştı ve ‘Üç Yalancı’ adlı oyunun önemli rollerinden birini aldı.

- Tekin Akmansoy Hayatının Gidişini Değiştirdi… -

Tekin Akmansoy, Defne Yalnız’ın tanınmasında başat rolü oynayan isimdi. 1974’de ‘Kaynanalar’ dizisi ile siyah-beyaz TRT ekranında yeni bir çığır açtı. Senarist, yönetmen ve başrol oyuncusu olarak Türkiye’nin ilk ‘sitcom’una hayat üfledi. Defne Yalnız da, dizinin Döndü’süydü. 20 yıla yakın süre ‘Kaynanalar’ dizisinde oynadı. Dizinin iki de sinema filmi çekildi. Defne Yalnız; dizideki rolünden çok para kazanmamıştı, fakat döneminin en tanınmış yıldızları arasına girebilmişti. ‘Döndü’ etiketinden kurtulabilmek için yıllarca çalışması gerekecekti.

Kaynanalar dizisine can verenler, İzmir Fuarı’nda sahneye çıktı. 1976’daki denemede, Defne Yalnız da rol aldı. O dönemde, televizyonda şöhreti yakalayanların sahneye çıkması modaydı. Kendisi aynı zamanda, Devlet Tiyatrosu’nun ilk kadın televizyon şöhretiydi. Yerli eğlence dünyasının ünlülerinin de taklidini yapıyordu; hayli başarılı olduğu da söylenebilirdi. İzin belgesini gidip almadığı iddiasıyla Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan ilişiği kesildi. Bundan sonra, daha çok çalışması, sahnelerde ter atması gerekecekti.

- Gencebay’dan Müzik Dersleri Alıp Sahneye Çıktı… - 

Yalnız; müzik dünyasında da şansını denedi. Döneminin parlayan yıldızı, arabeskin babası Orhan Gencebay’dan dersler aldı. 1977’de Bebek Belediye Gazinosu’nda ilk kez içkili masaların karşısında sahne aldı; assolistlik yaptı. Kendisini, ‘Sahnelerin En Ağır Assolisti’ diye tanıtıyordu. Türkçe şarkıların yanı sıra, 13 farklı dilde parçaları seslendirebiliyordu. Çok geniş repertuara sahipti. Dinleyenlerine/izleyenlerine, Emel Sayın, Neşe Karaböcek, Sezen Aksu, Nilüfer gibi ünlülerin taklidini de yapıp, popüler şarkılarını seslendiriyordu. Sesi ile oyunculuk yeteneği arasında çok iyi bir denge oluşturmuştu. Sempatikti; güler yüzlüydü; isteseydi benim diyen ünlü assolistlerin yerine geçebilirdi! Sesi de vardı; ama - kendi deyişiyle! - ne kaybettiyse tipinden kaybetti. Hatalarını, kusurlarını kabul edebilecek kadar da cesaret sahibiydi.

Çok sayıda sinema filmi ve dizi de oynadı. İfade ettiğine göre; ‘tiyatro, ruhsal doygunluk getirir; dizi oyunculuğu şöhret ve para kazandırırdı.’

- Daima İlk Eşinin Soyadı ‘Yalnız’ı Kullandı… -

3 defa evlendi; evliliklerini yürütemeyince, ilk eşinin soyadı gibi ‘yalnız’ kaldı. - ‘Kaynanalar’ dizisinde Defne Yalnız olarak tanınınca soy adını değiştirmedi! - Aslına bakılırsa hayatı boyunca tek başınaydı. Sektörden arkadaşı yoktu. Özel hayatını sır gibi saklamayı seçti; ailesine bile en özel sırlarını açmadı/açıklamadı. Hep işine verdiği önem, sözüne duyulan güvenle anıldı. Ağzı sıkıydı; kesin anlaşmadığı hiçbir projeyi açıklamazdı. Ailesi gibi, Defne Yalnız da asosyal sayılabilirdi. Hayatını gündüz provalar, gece oyunlar/programlar dolduruyordu. Misafirliğe gidecek zamanı yoktu. Babası da evde kalmayı sever; kitaplarına gömülürdü.

3. eşi Mete Sezer’i kaybettikten sonra, yalnız kalmamak için yanına bir yardımcı aldı. Yardımcısı her gün evine gelip, onu kontrol ediyordu. Yalnız ölürse, kimsenin haberi olmayacağından ve belki de cesedinin kokacağından korkuyordu.

Ali Hikmet İnce yazdı.

30 November 2020 11:19
2,359 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Damat Adayına Kefil Olan Kayınbirader

Ünlü şair-yazar Atilla İlhan; kız kardeşi Çolpan İlhan’ı çok seven - sonradan eniştesi! - Sadri Alışık’a kefil oldu.

Franco, Lorca’yı Kurşuna Dizdirmiş

Ünlü İspanyol şairi Federico Garcia Lorca’nın ölümü ile ilgili yeni belgelere ulaşıldı.

Cem Karaca’dan ‘Karabağ Şarkısı’

Cem Karaca, babası Mehmet Bey’in öğüdüne bağlı kaldı: ‘Bu toprakların ezgilerini söyledi!’ Türk Dünyası’na ilgisini hiç azaltmadı. Karabağ’ın işgalini telin etti! ‘Karabağ Şarkısı’nı besteledi. ‘Nerede Kalmıştık?’ adlı kasetinde yer verdi.

Adı Filistin Olan Sevda

Cem Karaca, ülke ve dünya sorunlarıyla yakından ilgilendi. Filistin’in ezilen halkına karşı özel alâka/sempati duydu. ‘Mutlaka Yavrum’ gibi bazı popüler parçalarını ithaf etti. Kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalıştı.

Ferhantoloji

Ferhan Şensoy, tiyatromuzun son yarım yüzyılda yetiştirdiği birkaç sivri dilli, muhalif, yazdığı okunan, sahnelediği seyredilen sanatkârlardandı. Heyecanlı, hareketli, yüksek tansiyonlu, özenilecek, serüven dolu hayat sürdü. Geride çok sayıda eser, anı ve dost bıraktı.

Hayvan Vagonlarında Sürgün

Stalin yönetimi, Devlet Savunma Komitesi kararına dayanarak, 110 bin civarındaki soydaşımızı, 210 köyden alarak ‘hayvan yüklenen’ kargo (!) trenleri ile Orta Asya’ya sürdü.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

ABD’nin Açık/Gizli Derin Operasyonları

20. yüzyıl tarihi, ABD’nin menfaatlerini korumak/kollamak amacıyla yaptığı onlarca hükümet devirme/değiştirme operasyonlarıyla doluydu. ABD; Birinci Dünya Savaşı ve sonrası ‘arka bahçesi’ gördüğü Amerika kıtasının tamamında kendine sempati besleyen/kontrol edebileceği hükümetler oluşturma siyaseti benimsedi; amacına uygun operasyonlar gerçekleştirdi. Kazandığı özgüvenle de dünyanın her yerinde hamlelere girişti.

Polisiye Roman Sevdalısı Padişah

34. Osmanlı padişahı 2. Abdülhamid’in polisiye roman merakı çok ünlüydü.

Kelebek Gibi Uçan Arı Gibi Sokan Casus

Ahmet Esat Tomruk Bey - nam-ı diğer ‘İngiliz Kemal’ -, ‘destan kahramanı’ydı. Korku kelimesini hiç tanımadı. Üstün yetenekliydi. Son derece soğukkanlı ve atılgandı. Ülkesi için çok büyük işler başardı. Şımarmadı, övgü istemedi. Makam mevki derdine düşmedi. Bildikleriyle/sırlarıyla kimseyi rahatsız etmedi. Müktesebatını mezara götürdü.

Ferhantoloji

Ferhan Şensoy, tiyatromuzun son yarım yüzyılda yetiştirdiği birkaç sivri dilli, muhalif, yazdığı okunan, sahnelediği seyredilen sanatkârlardandı. Heyecanlı, hareketli, yüksek tansiyonlu, özenilecek, serüven dolu hayat sürdü. Geride çok sayıda eser, anı ve dost bıraktı.

Beşiktaşlı Kartal Tibet

Sinemanın ünlü, yakışıklı, zengin, pek kabiliyetli, çok yönlü ismiydi. İşine ve evine önem verdi. Sade, dedikodudan uzak, huzur dolu hayatı özledi, yaşadı. Mutluluğu hanesinde ve ailesinde buldu. Eşine ve çocuklarına sıkıntısız, sevgi dolu ve zengin sayılabilecek yaşam sunabilmenin gayreti içinde oldu. Kaliteli eğitim aldırdı.

33’lük Tespih Gibi Tabanca Çeken Fedai

Yakup Cemil Bey, ‘korku’ kelimesini tanıma(z)dı. Düz mantık yürütürdü. Siyasetin ince oyunlarını, gülümserken ayak kaydıran tuzaklarını bilmezdi. Ölümü göze alır, istenileni/emredileni yapardı. Kontrolü müşküldü. Haksızlık(lar) karşısında susmaz, ya sesini yükseltir ya da - daha çok! - piştovunu konuştururdu.

İsmet Paşa’nın Elini Öpen TİP Lideri

Mehmet Ali Aybar, çok iyi eğitim almıştı; Sol/Sosyalist düşünce aileden mirastı.

Babasını Ağılayan Padişah!

2. Bâyezid de, babası Fatih Sultan Mehmet gibi ‘zehirlendi’! Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun satırlarına göre, ‘pek çok müverrihin paylaştığı ortak fikir: ‘Oğlu Şehzade Selim tarafından ağılandığı’ydı! Bedduası da: ‘Oğul! Kılıcın keskin ama ömrün kısa olsun!’ idi.’

Maksim Gorki ‘Seven Banker’

Adından daha ziyade mesleki unvanı ile tanındı. Her gün gazetelerin birinci sayfalarını haber(ler)i, iç yapraklarını da reklam(lar)ıyla doldururdu. Tek kanallı TRT televizyonunda günün her saatinde şirketlerinin ‘paralı tanıtımını’ yapan kısa bantlar dönerdi. Bankalardan daha fazla mevduat toplamayı başardı. Yüksek faiz dağıtırdı. Ama yükselişi gibi ‘inkırazı’/çöküşü de pek hızlıydı. ‘Banker Kastelli’ olarak bilinen, milyonlarca kişiyi peşinden sürükleye(bile)n Abidin Cevher Özden kimdi?

Evini Satıp İşçi Maaşlarını Ödeyen Başkan

Fatma Girik, ‘içimizden/bizden birisi’ydi. Yeşilçam’ın ve Memduh Ün’ün ‘Fato’suydu. İnandığı gibi yaşadı. Engelleri aşmasını bildi. Kendini daima yenilemeye/geliştirmeye gayret etti. Tecessüs sahibiydi, öğrenmeye açtı. Sinemayı ve siyaseti tecrübeli ustalardan kavrama şansını yakaladı. Evinde çok zengin kitaplığı vardı. Her gün düzenli şekilde okurdu, tartışırdı. Hayatı sorgulardı.

Beşiktaşlı Kartal Tibet

Sinemanın ünlü, yakışıklı, zengin, pek kabiliyetli, çok yönlü ismiydi. İşine ve evine önem verdi. Sade, dedikodudan uzak, huzur dolu hayatı özledi, yaşadı. Mutluluğu hanesinde ve ailesinde buldu. Eşine ve çocuklarına sıkıntısız, sevgi dolu ve zengin sayılabilecek yaşam sunabilmenin gayreti içinde oldu. Kaliteli eğitim aldırdı.

Huzurevinde Sönen Yıldız

Altan Karındaş çok yönlü sanatçıydı. İlk Türk şov kadınıydı. İnsan, çocuk ve hayvan taklitlerini çok iyi yapardı. TSM’yi bilirdi, makamlara vakıftı. Makber’i kusursuz seslendirirdi. Sadece sanatçı yönüyle değil, güzelliğiyle de çekim merkeziydi.

Hücreye Atılan Aktör

Akan, sıkı Atatürkçü idi. Büyük önderin fikirlerinin, eserlerinin, hatıralarının takipçisiydi. Mustafa Kemal Paşa’ya ait paltoyu olağanüstü dikkatle/özenle saklardı. Her 10 Kasım’da, sahibi olduğu ilkokulda öğrencilere, velilere ve öğretmenlere sergilerdi.

Kenan Evren'in Yaptırdığı Asala Operasyonları

Ermeni terör örgütü ASALA’ya karşı etkin ve sonuç alacak operasyonun planlaması 1982’nin yaz aylarında Çankaya Köşkü’nde Devlet Başkanı Kenan Evren’in talimatıyla başlatıldı. Karargâhın başında da Evren’in kızı Şenay Gürvit Hanım görev yaptı.

İran Şahı, Çağlayangil’e Darbeyi Haber Verdi

‘Ordunuz birkaç ay içinde darbe yapacak!’ dedi Pehlevi. Çağlayangil hem şaşırmış, hem de böylesi ‘okkalı’ haberin nasıl olup da İran tarafından öğrenildiğini merak etmişti.

Nazmiye Demirel’in Ajanlık Denemesi

Aslına bakılırsa Demirel, iki yıldır Cuma gününü sevmez olmuştu. Ordu’nun darbe yapmasından korkuyordu. Silâhlı kuvvetler, ülke yönetimine el koyma eylemlerini hep Cuma günü gerçekleştirmişti.

‘Şoray Kanunları’nı Delen Aktör

Ekrem Şerif Uçak (Bora), şehit bir pilotun oğluydu. Olağanüstü yakışıklı, kabiliyetli ve adeta sinema için doğmuştu/yaratılmıştı. Sert, sözü dinlenen, tuttuğunu koparan, ‘organize işler’i yöneten karakterleri - başarıyla! - canlandırdı. Aslında hep romantik rollerde oynamayı istedi/düşledi.

Osmanlı'nın İlk ‘Hadım’ Sadrazamları

Osmanlı’nın Balkan’dan devşirdiği, hadım ettirip, Enderun’da eğitime aldığı sonra da devlet görevi verdiği kişiye ‘Akağa’ denirdi. Aralarından beylerbeyi, vezir, ordu komutanı ve hatta sadrazam(lar) çıktı. İlk ‘buruk vezîr-i âzam’ da, ‘Hadım Ali Paşa’ydı!

Darbeyi Gazeteciden Öğrenen Başbakan

Ankara’nın en tecrübeli, kulağı delik gazetecilerinden Yavuz Donat, 28 Şubat Postmodern Darbe Teşebbüsü’nü bir hafta önceden öğrenmişti.

Kıbrıs’a Yahudi Kral Atayan Halife Hükümdar

Osmanlı’nın 11. padişahı 2. Selim, devletin yönetimini - damadı! - Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’ya bıraktı. 8 yıllık saltanatını eğlence âleminde sürdürdü. Bazı tarihçilere göre şarap ve işret meclisleri için dünya geldi. Yazılanlara bakılırsa Kıbrıs, ‘emsalsiz lezzetli ve hoş kokulu şarapları için’ fethedildi. ‘50 bin babayiğit askerin şahadetine mal oldu.’

Üç Başbakanın Ortak Kaderi

Celal Bayar, Adnan Menderes ve Mesut Yılmaz’ın oğulları intihar ederek hayatlarına son verdi.

Diğer Türk Sineması Yazıları

Yakışıklı Acımasız

Sinema salonunda film seyrederken keşfedildi. Yakışıklı, atletik yapılı, uzun boyluydu. Kâşifini teşhisinde yanıltmadı. Her rolün altından başarı ile kalktı. ‘Döneminin en önemli erkek yüzlerindendi!’

‘İyi Yürekli’ Kötü Adam

Erzurum’dan kağnı ile yola çıkıldı. Konya’ya sonra da Yalova’ya ulaşıldı. İstanbul’a varıldığında çuvallardaki eşyaların çoğu taşınmaktan/aşınmaktan kullanılmaz haldeydi. Bir ahşap konakta 2 oda kiralandı. Anne hem çalışacak, hem oğluna bakacaktı. Taş Ailesi, ekmeğini taştan çıkaracaktı!

Kesilen Ayağı Çalınan Aktör

Ünlü aktörün ömrünün son yılları çile ve keder doluydu. Ağır sağlık sorunları ile boğuştu. Sol ayak parmakları kesildi. Sonra bacağını yitirdi. Tahmin(ler)e göre kendisinden nefret eden hayranı veya düşmanı, mezarı kazıp kefenlenmiş uzvu çalma cüretinde bulundu!

Bayan Yunus Emre

Ayla Algan, Türk tasavvufuna ve mutasavvıflara özel ilgi gösterdi. Felsefesini yürekten benimsediği Yunus Emre’yi tanıtmayı vazife bildi. Pek çok ülkede Yunus şiirlerinden oluşan besteleri okudu. Biricik kızının adını da - ulu ozandan ilhamla! - ‘Sevi’ koydu!

MİT’çi Aktör / 2

Avrupalı ve ABD’li ünlü yıldızlar gibi bol para kazandı. Geleceğini düşünmeden harcadı. Hovardaydı, güzel kızlara ve kadınlara düşkündü. Lüks yatında/karavanında misafir eder, ‘mirasyedi hayatı’ yaşardı. 8 kez nikâhlanıp boşandı. Sadece özel yaşantısıyla değil, filmleriyle de iz bıraktı, ‘gıpta’ ile izlendi!

Yeşilçam’ın Hanımağası / 2

Selda Alkor, Yeşilçam’da kabiliyeti ve gayreti sayesinde isim oldu. Kimseden torpil beklemedi. Kendisi için özel senaryo(lar) da yazılmadı. ‘Beyazperde’nin görünmeyen kanunlarına direnmesini/dik durmasını bildi. Hem sinemada, hem televizyonda yıldızlaştı!

Küçük Cezve

Onu ‘Ah Güzel İstanbul’ filminde, ‘Ayşe’ kimliği ile tanıdık. İzmir’den kaçıp İstanbul’a gelen, ‘artist’ olmayı düşleyen toy kızdı. Adeta çaresizliğini haykırdığı, ‘Ben bir küçük cezveyim / Elden ele gezmeyim!’ şarkısıyla da akıllarımızda kalacaktı.