Darbeyi Gazeteciden Öğrenen Başbakan

Ankara’nın en tecrübeli, kulağı delik gazetecilerinden Yavuz Donat, 28 Şubat Postmodern Darbe Teşebbüsü’nü bir hafta önceden öğrenmişti.

Darbeyi Gazeteciden Öğrenen Başbakan

Ankara’nın en tecrübeli, kulağı delik gazetecilerinden Yavuz Donat, 28 Şubat Postmodern Darbe Teşebbüsü’nü bir hafta önceden öğrenmişti. Donat, Ankara’da oynanan Gençlerbirliği-Altay futbol maçını izlemek üzere 19 Mayıs Stadyumu’ndaydı. O dönemde, Gençlerbirliği Futbol Kulübü Başkanı İlhan Cavcav’ın ısrarlı tekliflerini kıramamış, kulübün yönetim kurulu üyesi olmuştu. Donat, şeref tribününde protokolde otururken, birisinin el işaretiyle karşılaştı. Tanıyamadığı birisi, ‘Yanıma gel,’ diye davet ediyordu. Yanına gidip bakınca, çağıran kişinin, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya olduğunu gördü, biraz şaşırdı ama belli etmemeye çalıştı. Erkaya, ‘Ayın 28’ini bekle, kıyamet kopacak,’ dedi.

Usta gazeteci Donat, kendisi ile yapılan bir röportajda, ‘Postmodern Darbe’ olarak anılan 28 Şubat sürecine ilişkin ilginç anılarını anlatmıştı. Donat, Türkiye’nin 28 Şubat 1997 Darbe Teşebbüsü’nü kendisinin yazdığı haberlerle öğrendiğini dile getirmişti. Usta gazetecinin anlattıklarına göre, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan da girişimii kendisinden haber almıştı. Donat ilginç olayı şöyle aktarmıştı: 

‘28 Şubat'tan önceki hafta sonu Gençlerbirliği-Altay maçını izlemek için 19 Mayıs Stadyumu'na gittim. İlhan Cavcav ile şeref tribününde protokolde otururken arkadan birisi bana el işareti yaptı. Tanıyamadığım, siyah cam gözlüklü, paltolu, kaşkollü biri ısrarla beni çağırıyordu. Gittim baktım, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, 'Ayın 28'ini bekle, kıyamet kopacak' dedi. ‘Türkiye'de irtica meselesi var, Milli Güvenlik Kurulu'nda özel gündem yapacağız, hükümeti istifaya zorlayacağız.' diye ekledi. Ardından bunu gazetede manşet yaptık. Başbakan Erbakan arayıp 'Sizden kaynağınızı sormayacağım ama bu doğru mu?’ diye sorunca, 'MGK'daki görüşmeleri siz biliyorsunuz. Allah yardımcınız olsun,' dedim ve telefonları kapattık.’

Ali Hikmet İnce yazdı.

7 January 2021 19:41
897 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

İdam Sehpasındaki Şampiyon Binici

Türk Millî Binicilik Takımı’nın yıldız isimlerinden Binbaşı Fethi Gürcan (42), Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir önderliğindeki iki darbe girişimine katıldığı iddiasıyla yargılandı ve idam edildi.

Arzu Okay’ın Dramı

Babası Adanalı bir taksi şoförü, annesi İzmirli bir ev hanımıydı.

‘Yunan’ Sevmeyen First Lady

Celal Bayar’ın eşi Reşide Bayar, Yunanları hiç sevmezdi; - bu sebepten ötürü de - Yunan Kralı’nın Türkiye gezisinde resmi törenlere katılmamıştı.

Osmanlı'nın İlk ‘Hadım’ Sadrazamları

Osmanlı’nın Balkan’dan devşirdiği, hadım ettirip, Enderun’da eğitime aldığı sonra da devlet görevi verdiği kişiye ‘Akağa’ denirdi. Aralarından beylerbeyi, vezir, ordu komutanı ve hatta sadrazam(lar) çıktı. İlk ‘buruk vezîr-i âzam’ da, ‘Hadım Ali Paşa’ydı!

Kıbrıs’a Yahudi Kral Atayan Halife Hükümdar

Osmanlı’nın 11. padişahı 2. Selim, devletin yönetimini - damadı! - Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’ya bıraktı. 8 yıllık saltanatını eğlence âleminde sürdürdü. Bazı tarihçilere göre şarap ve işret meclisleri için dünya geldi. Yazılanlara bakılırsa Kıbrıs, ‘emsalsiz lezzetli ve hoş kokulu şarapları için’ fethedildi. ‘50 bin babayiğit askerin şahadetine mal oldu.’

Defne Yalnız’ın Yalnızlık Korkusu

Defne Yalnız; okumayı-yazmayı öğrenmeden tiyatro sahnesinin tozunu ciğerlerine çekti.

Üç Başbakanın Ortak Kaderi

Celal Bayar, Adnan Menderes ve Mesut Yılmaz’ın oğulları intihar ederek hayatlarına son verdi.

Hastalara Şifa Dağıtan Eski Dansöz

Leyla Sayar, Yeşilçam’dan elini ayağını çektikten sonra, kendisini evliya diye tanıtmaya başlamış ve ellerindeki mucizevî güçle (!) hastalara şifa dağıttığını öne sürmüştü.

Cenaze Namazı Kıldırılmayan Ülkücü

‘Ülkücü’ Mustafa Pehlivanoğlu ile ‘Devrimci’ Necdet Adalı aynı gün asıldı; 12 Eylül’ün mimarları (!) ne sağda, ne de solda olduklarını icraatlarıyla gösterdi.

Anıt Mezara Gömülecek Mafya Babası

Urfa’daki Mahmut Nedim Konağı’nın sahibi İnci Baba’ydı. Ailesi, İnci Baba’yı konağın bahçesine gömmek istiyordu. Konak, tarihi eser kapsamındaydı, defin için Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyordu.

Yeşilçam’ın Hanımağası / 2

Selda Alkor, Yeşilçam’da kabiliyeti ve gayreti sayesinde isim oldu. Kimseden torpil beklemedi. Kendisi için özel senaryo(lar) da yazılmadı. ‘Beyazperde’nin görünmeyen kanunlarına direnmesini/dik durmasını bildi. Hem sinemada, hem televizyonda yıldızlaştı!

Yeşilçam’ın Hanımağası / I

Selda Alkor, Yeşilçam’da kabiliyeti ve gayreti sayesinde isim oldu. Kimseden torpil beklemedi. Kendisi için özel senaryo(lar) da yazılmadı. ‘Beyazperde’nin görünmeyen kanunlarına direnmesini/dik durmasını bildi. Hem sinemada, hem televizyonda yıldızlaştı!

Evini Satıp İşçi Maaşlarını Ödeyen Başkan

Fatma Girik, ‘içimizden/bizden birisi’ydi. Yeşilçam’ın ve Memduh Ün’ün ‘Fato’suydu. İnandığı gibi yaşadı. Engelleri aşmasını bildi. Kendini daima yenilemeye/geliştirmeye gayret etti. Tecessüs sahibiydi, öğrenmeye açtı. Sinemayı ve siyaseti tecrübeli ustalardan kavrama şansını yakaladı. Evinde çok zengin kitaplığı vardı. Her gün düzenli şekilde okurdu, tartışırdı. Hayatı sorgulardı.

Hükümet Gibi Adam

Ayhan Işık, Yeşilçam’da kendi kanunlarını uyguladı. Ücretini belirledi ve yapımcılara kabul ettirdi. Hakkını cesaretle savundu, kimsenin sömürmesine izin vermedi. Sinema emekçilerinin sendikalaşmasının, haftada bir gün de olsa izin yapmasının yolunu açtı. ‘Türkan Şoray, Işık’ın yolundan yürüdü!’

Diğer Türk Tarihi Yazıları

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 2

Zaro Ağa, 130 yaşından sonra çok ünlendi fakat para kazamadı. Dünyayı dolaştı. Popüler isimlerle tanıştı, fotoğraf çektirdi. Reklam kampanyalarında etkin rol aldı. Kartpostalları/foto kartları yüz binlerce satıldı. Kısacası Ağa, ülkemizin ilk ‘uluslar arası medya ikonu’ydu!

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 1

Bitlisli Zaro Ağa, ömrünün tamamına yakınını İstanbul’da geçirdi. Güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan adamdı. Ölünceye kadar sigara içmeyi sürdürdü. ‘Dünyanın En Uzun Yaşayan Adamı’ diye ünlendi. Otopsisinde 3 böbrekli olduğu ortaya çıktı.

Tahta Çıkınca ‘Sünnet Olan’ Padişah

I. Ahmet, 14 yaşında tahta oturdu. 14. Osmanlı padişahıydı. 14’ünde sünnet edildi. Saltanatı 14 yıl sürdü. Bazı müverrihlere göre 14 oğul babasıydı. İnşa ettirdiği caminin ‘Ahmediye Camii’nin - Sultan Ahmet Camii! - ilk tasarımında 14 şerefesi olduğu yazılacaktı. Sultan Ahmed-i Evvel’in hayatı ilgi çekici olaylar ve tezatlarla doluydu.

Osmanlı’nın Rum ‘Valide Sultanları’

Orhan Gâzi’nin birinci eşi ‘Holofira’ ya da ‘Nilüfer Hatun’, Osmanlı Hanedanı’na giren ilk ‘yabancı kökenli gelin’ti. Kroniklere/tarihçilere bakılırsa, oğullarının padişahlığını gören ‘ecnebi’ hanım sultanların sayısı 23 idi! Bazılarına göre, adet daha da fazlaydı!

Osmanlı’nın Tek ‘Kadın Padişahı’

Kösem Sultan, Osmanlı Hanedanı’nın tahta çıkan erkek üyelerinin çoğundan daha uzun süre hüküm sürdü. Devleti - tek başına! - 20 yılı aşkın idare etti. Bürokrasideki rakip/karşıt grupları/kanatları ustalıkla dengeledi. Ağzından çıkan her kelime ‘buyruk’/‘kanun’ kabul edildi. ‘Kadife eldiven içindeki çelik ele benzetildi!’

‘Kıbrıs’ı Veren’ 2. Abdülhamit

2. Abdülhamit’in saltanatının 2. yılında Osmanlı yok oluşun eşiğinden döndü. Tarih, ’93 Harbi’ gibi örneğine çok az rastlanır drama şahitlik etti. Ruslar, İstanbul’un tarihi surlarına kadar ulaştı. Her an şehri alabilir, her şeyi talan edebilir, binlerce insanı öldürebilirlerdi. Sultan şoka girdi, ne yapacağını bilemedi. İngiliz Büyükelçisi Sir Henry Layard’ın önerisini kabul etmek zorunda kaldı. Kıbrıs’ı vermesi karşılığında şahsının ve imparatorluğun hayatiyetini garantiye alabilecekti! ‘Denize düşen yılana sarılırdı!’

‘Padişah Oğlunu Boğduran’ Valide

Tarihçilerin ‘Rum asıllı!’ dedikleri Kösem Sultan, İslâm dinini benimsedi, Harem’de eğitildi/yetiştirildi. Osmanlı Devleti’ni 20 yılı aşkın süre yönetti. Sultanlığın, milletin, Sünni İslam dünyasının kaderinde birincil derecede söz/hak sahibi oldu.