Anıt Mezara Gömülecek Mafya Babası

Urfa’daki Mahmut Nedim Konağı’nın sahibi İnci Baba’ydı. Ailesi, İnci Baba’yı konağın bahçesine gömmek istiyordu. Konak, tarihi eser kapsamındaydı, defin için Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyordu.

Anıt Mezara Gömülecek Mafya Babası



Türk Mafyası’nın en farklı önderiydi İnci Baba, nüfusa kayıtlı ismi ile Mehmet Nabi İnciler… Kısmen anlattığı anılarını tamamlasa, müthiş bir dizi senaryosu çıkabilirdi. Discovery Channel, National Geographic gibi belgesel kanallarında Türk Mafyası ile ilgili bir yapımda adından ve yaptıklarından bahsedilmişti.

İnciler, Urfa doğumluydu. Kartvizitinde yazan mesleği ‘müteahhit’ idi. İş hayatına Ankara’da başlamış, zamanla bölgesinin en tanınmış/etkili ‘babası’ olmayı başarmıştı. Daha çok devletten aldığı taahhüt işleri ile palazlanmıştı. Devlet bürokrasini iyi tanımış, zaaflarını değerlendirip menfaat sağlamıştı. Zamanında verilmeyen bir ‘hakedişi’ni İmar ve İskan Bakanlığı’nın ilgili bölümünü pompali tüfekle basarak tahsil ettiği yakın çevresinde anlatılırdı. Yıllar boyu, pekçok kamu ihalesinin İnci Baba aracılığıyla, yüzde 10’luk komisyon karşılığında dağıtıldığı iddia edilmiş, gazetelerde yazılmıştı.

İnci Baba; mesleğinin/sektörünün piri Al Copone’nin Şikago’daki mezarını ziyaret edip, şanına uygun/muhteşem çelenk bırakmış, ruhuna fatiha okutmuştu. Yanında dönemin çok tanınmış, nefesi çok kuvvetli imamını götürdüğü iddia edilmişti.

İnci Baba; iflah olmaz bir ‘hayvan sever’di. Televizyonlarımızda bir dönem fırtına gibi esen Dallas dizisinin sıkı hayranıydı. Evinde iki Bengal kaplanı beslerdi. Dizinin iki ünlü ismi Ceyar ve Sue Allen adını taşırlardı! Zamanında ödeme yapmayan senet sahibinin evinin kapısının önüne kaplanlarını bırakıp, borçlunun korkmasını, parasının getirilmesini sağlardı. 

İddialara göre, para ödememekte direnenler için de ikna edici farklı metotları vardı. 

İnci Baba’nın Tunus Caddesi’nde bulunan ‘tarihî’ yazıhanesinde şömine üzerine dizilmiş, üzerinde isim ve tarih yazılı mermi çekirdekleri dikkat çekerdi. Tanıdığı, hemşehrisi bir kuyumcu, mermi çekirdeklerinin üzerine tarih ve isimleri itina ile kazımıştı. Mehmet Nabi İnciler, yakınlarına veya ziyaretine gelenlere, çekirdekleri tek tek gösterir ve gülerek olayları anlatırdı. Böylece hem geçmişteki başarılarını anımsatır, hem de misafirlerine/ziyaretçilerine - dolaylı! - gözdağı verirdi. Yeşilçam’ın çok ünlü bir bayan starının vurulmasını emrettiği iddia edilmiş, bu yüzden de bir süre hapis yatmıştı.

Zalimliği, adını duyanın korkudan ürperdiği ününe karşı, fakir ve fukarayı da gözetirdi. Reuters Haber Ajansı’na göre, lakabı ‘Türk Robin Hood’u idi. Zenginden aldığınının bir kısmını yoksula dağıtıyordu.

Mehmet Nabi İnciler, romancı Yaşar Kemal ve sinema sanatçısı Yılmaz Güney ile çok samimiydi. İstanbul’a gittiğinde yakın dostları ile içki sofrasına oturur, saatlerce sohbet etmeyi severdi. Sanatçılara büyük sevgisi ve ilgisi bilinirdi. Döneminde yeni parlamaya başlayan bir türkücü hanımla yakınlaştığı/beraber olduğu dedikoduları da yapılmıştı.

1980 sonrası rahatsız edildi ve deresinin suyu kesildi. Papa Suikastı’na bulaştırılmak istendi. Daha fazla dayanamayıp sesini yükseltti: ‘Papa, müteahhit mi ki vurdurayım?!’ Askeri yönetim, bütün ünlü babalar gibi Mehmet Nabi İnciler’i de bir dizi soruşturmaya tabi tuttu ve hapse attı. İnciler, aşırı baskı ve zulüm altında kaldı; hastalandı. Ankara Dışkapı’daki Mevki Hastanesi’nde tedavi edildi. Koğuşunda kendisi gibi tutuklu, MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş de bulunuyordu.

İnci Baba politikacılığı denedi. 1987’de yapılan Genel Seçimler’de Şanlıurfa’dan bağımsız milletvekili adaylığa soyundu ve 27 bin oy almayı başardı. Ama bazı katakullilerle karşılaştı; 97 bin oy alan ANAP, 7 milletvekilliğinin tamamını kazandı/kazanmış gösterildi. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’a hakaret ettiği iddiasıyla hakkında iki ceza davası açıldı.

İnci Baba, dönemin siyasileri ile de yakın/sıcak ilişkiler kurmayı başarmıştı. AP (Adalet Partisi) ve DYP (Doğru Yol Partisi)’nin Genel Başkanı Süleyman Demirel’i çok eskiden tanırdı. Demirel cumhurbaşkanı seçildiğinde, Güniz Sokak’taki evinden Çankaya’ya uğurlama törenini organize etmişti. Kurbanlar kestirmiş, dualar edilmesini sağlamıştı. Demirel de eski dostunu onore etmiş, Köşk’teki ilk resepsiyona katılmasında sakınca görmemişti.

Demirel’in yasaklı olduğu yıllarda da çevresindeki az sayıdaki kişiler arasındaydı. Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Kurthan Fişek’in de şahit olduğu bir olayda, Demirel’i Güniz Sokak’taki evinin telefonundan aramış, gelip çayını içmek için izin istemişti. İki tarafın da telefonlarının dinlendiği muhakkaktı. İnci Baba şöyle konuşmuştu: ‘Babam benim, öbür tarafta, sırat köprüsünde görevliyim. Merak etme, sana bunu yapanların hesabını ilk ben soracağım… Çayını içmeye gelebilir miyim?’ 

Kurthan Fişek, aynı arabada İnci Baba ile Güniz Sokak’a kadar gidip, ziyarete şahitlik etmişti.

İnci Baba, 4 Aralık 1993’de korumalarından Yakup Güven tarafından öldürüldü. Filmlere/romanlara konu zenginlikte hayat süren Mehmet Nabi İnciler’in ailesinin bir dileği duyuldu. Ankara’nın ‘kulağı delik’ ünlü gazetecilerinden Yalçın Doğan, Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde yazdığına göre, Urfa’daki Mahmut Nedim Konağı’nın sahibi İnci Baba’ydı. Ailesi, İnci Baba’yı konağın bahçesine gömmek istiyordu. Konak, tarihi eser kapsamındaydı, defin için Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyordu. İddiaya göre, kararın çıkması için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel resmen ilgileniyordu. Milliyet iddiayı bir adım daha ileriye götürüyor ve Cumhurbaşkanı’nın İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’ye telefonla aradığı ve kararın çıkarılmasını istediği savunuyordu. İddia hemen yalanlandı, ama Yalçın Doğan ve Milliyet iddianın arkasındaydı ve haberin doğruluğunu savunuyordu.

Sonuçta İnci Baba’nın ailesinin isteği yapıl(a)madı. Gerçekleşseydi: Dünya tarihinde bir ilk yaşanacak ve ‘mafya babası anıt mezara gömülecek’ti.

Ali Hikmet İnce yazdı.

30 July 2018 19:22
1,878 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Musikimizin Son Muhteşem İncisi

İnci Çayırlı, Münir Nurettin Selçuk, Emin Ongan, Saadettin Kaynak gibi klasik musikimizin son döneminde yetişen geleneksel halkanın temsilcisiydi. Birikimini nefes aldığı sürece öğretmeye çalıştı.

Hasırı ‘Yorgan’ Tabutu ‘Döşek’ Edinen ‘Baba’!

‘İnci Baba’ lakaplı Mehmet Nabi İnciler, hazır cevaptı, girişkendi, farklı meziyetlere/zevklere sahipti; çevresini şaşırtmayı severdi. İtalyan asıllı, ABD vatandaşı, Şikago Mafyası’nın ünlü şefi - merhum! - Al Capone’nin hayranıydı. İdolünün mezarını ziyaret etti, şanına uygun muhteşem çelenk yaptırdı. Ellerini açıp ruhuna ‘Fatiha’ bile okudu

Şairlerden Dayak Yiyen Eleştirmen

Nurullah Ataç, döneminin eleştirileri en çok önemsenen üstadıydı. Dilde sadeleşmeyi destekledi. Cumhuriyet ilkelerini savunan genç kabiliyetleri hep destekledi. Ömrünü Türkçe’ye adadı.

En Sevimli Mafya Babası

Dinçer Çekmez, dünyamızdan ayrıldığında 73 yaşındaydı.

Stalin, Nazım’ı Öldürtmek İstedi

Sovyet diktatörü Stalin’in Nazım’ı öldürtmek istediği; ünlü şairin özel şoförünün operasyonla görevlendirildiği yazıldı.

Fatih’in ‘Çapkın’ Şehzadesi

Fatih’in 2. oğlu, Şehzade Mustafa, askerliğe yatkındı, şiir söylerdi. Yakışıklı, hareketli ve ‘hercaî’ idi. Saray’ın ve hareminin cinsi latiflerini kendine hayran ederdi. ‘Güzelleri yalnız bırakmayı sevmediği,’ kayıtlara geçildi. Bu yüzden de hayatını yitirecekti!’

Rüşvet Kapısı Valide Sultan

Osmanlı hükümdarı 3. Mehmet’in annesi Safiye Sultan, Venedik Senatosu kararı ile ‘resmi kanallardan rüşvet/‘hediye’ alan hanedan mensubuydu. Devlet çarkını ‘sungu’ya bağladı ve kasasını doldurdu. Tarihçiler, Valide Sultan’ın sırtını Venedik Cumhuriyeti’ne dayadığını dahi iddia edecekti!

‘Cami Yaptıran’ Reis-i Cumhur

İsmet İnönü, siyaset yaptığı yarım asırlık müddette, ‘Din Düşmanı’, ‘Cami Satıcısı’, ‘Alnı Seccadeye Varmayan’ gibi çok ağır ithamlara/suçlamalara maruz kaldı. İddia sahipleri kutsal dinimizden yarar/çıkar sağlayan, kendilerini keramet sahibi sanan/gören, daha da önemlisi Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro/ideolojiye karşıt/düşman kişi(ler) ve çevrelerdi.

‘Çalan’ Ama ‘Çalışan’ Sadrazam / 1

Kanuni Sultan Süleyman’ın sevgili damadı, en güvendiği veziri/sadrazamı Rüstem Paşa, Osmanlı Tarihi’nde derin izler bıraktı. Hanedan içindeki iktidar oyunlarında rol aldı. Kayınvalidesi Hürrem Sultan’dan yana tavır koydu. Şehzade Mustafa yerine, karısının erkek kardeşlerinden birinin tahta çık(arıl)ması planlarını destekledi.

‘Çalan’ Ama ‘Çalışan’ Sadrazam / 2

Kanuni Sultan Süleyman’ın biricik, dünya güzeli kızı Mihrimah Sultan’ın kocası, Damat Rüstem Paşa, maliyeden iyi anlardı. Devlet hazinesi ağzına kadar doldu. Sadaretinde, Osmanlı’da rüşvet yaygınlaştı. Fukara halkın özellikle de köylünün üzerine kaldırılamayacağı vergiler bindirildi. Toprak verimsiz, ürün yetersizdi. Çiftçiler, azalan kazançları karşısında ekip biçmekten vazgeçmeye başladı.

Monna Rosa: Kırık Bir Aşk Hikâyesinin Yadigârı

Bazı sevda hikâyelerinin sonunda kavuşulmazdı. Bazılarında ise âşıklar; maşuk(a)larına kendilerini anlatamazdı. Bazı şiirler reddedilebilirdi; ama her kabul edilmeyişin bitebilen/değişebilen vadesi vardı. Monna Roza az bilinen; ama vuslata erişilmeyen kırık bir sevdasının öyküsüydü…

‘Örtülü’den Bulgar İstihbaratı’na Hediye

Ekrem Pakdemir’in anıları, Türkiye’nin ‘Özallı Yılları’nı yaşatan-hatırlatan, dönem politikasının bilinmeyen-gizemli labirentlerinde dolaştıran, gün ışığına çıkaran, önemli bir eser konumunda…

Osmanlı'nın Ukraynalı Valide Sultanları

Osmanlı padişahları, dünyanın hemen her ülkesinden getirilen güzel kadın kölelerle beraber oldu. Cariyelerin bir kısmı haremde kaybolup gitti. Bazıları, hükümdar(lar)ın gözüne girdi, erkek evlat doğurdu ve ‘gözde’ sıfatı kazandı. Kimileri de, devleti yönetmeye, sultan(lar)ı yönlendirmeye kalkışacak/‘cesaret edecek’ kadar cüretkâr davrandı, hatta nikahlarına girdi.

‘Çalan’ Ama ‘Çalışan’ Sadrazam / 1

Kanuni Sultan Süleyman’ın sevgili damadı, en güvendiği veziri/sadrazamı Rüstem Paşa, Osmanlı Tarihi’nde derin izler bıraktı. Hanedan içindeki iktidar oyunlarında rol aldı. Kayınvalidesi Hürrem Sultan’dan yana tavır koydu. Şehzade Mustafa yerine, karısının erkek kardeşlerinden birinin tahta çık(arıl)ması planlarını destekledi.

4 Yaşında Dul Kalan Hanım Sultan

Sultan İbrahim ya da halk arasındaki lakabıyla ‘Deli İbrahim’, eğlenmeyi severdi. Anlık sorunlardan uzaklaşır, çevresiyle özellikle de güzel cariyeleriyle şakalaşırdı. Çocuklarını da çok küçük yaşlarda, - göstermelik dahi olsa! - evlendirip hem kendini, hem Dersaadet ahalisini mutlu etmeye çalıştı.

Her Filminde Başrol Oynayan Aktör

Ediz Hun, Yeşilçam’da, siyasette ve üniversitede disiplini, özeni ve dikkati ile tanındı. Çevre hassasiyeti ve doğa sevgisiyle bilindi. Her filminde başrolde oynayan tek aktördü. Heyecanını, yaşam sevincini, aile özenini hiç yitirmedi. Çevresine ve içinden çıktığı topluma örnek olmaya çalıştı.

Mescid-i Aksa’nın Karşısına ‘Süleyman Sinagogu’ Önerisi

Türkiye Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yaser Arafat’a, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri adına elçi gitti. ‘Mescid-i Aksa’nın bahçesine inşa edilecek sinagoga izin verilirse bağımsız Filistin devletinin tanınacağı’ teklifini iletti. Olayı Filistin asıllı gazeteci Abdülbari Atwan doğruladı.

33’lük Tespih Gibi Tabanca Çeken Fedai

Yakup Cemil Bey, ‘korku’ kelimesini tanıma(z)dı. Düz mantık yürütürdü. Siyasetin ince oyunlarını, gülümserken ayak kaydıran tuzaklarını bilmezdi. Ölümü göze alır, istenileni/emredileni yapardı. Kontrolü müşküldü. Haksızlık(lar) karşısında susmaz, ya sesini yükseltir ya da - daha çok! - piştovunu konuştururdu.

Yalnız Hem De Çok Yalnız Adam

Yaşar Güvenir; 10 Ocak 1998’de, dünyamızdan kuyruklu bir yıldız gibi ayrıldı. Arkasında yaşanmış hatıralar ve yaşayacak onlarca beste ile…

Darbeyi Gazeteciden Öğrenen Başbakan

Ankara’nın en tecrübeli, kulağı delik gazetecilerinden Yavuz Donat, 28 Şubat Postmodern Darbe Teşebbüsü’nü bir hafta önceden öğrenmişti.

Hastalara Şifa Dağıtan Eski Dansöz

Leyla Sayar, Yeşilçam’dan elini ayağını çektikten sonra, kendisini evliya diye tanıtmaya başlamış ve ellerindeki mucizevî güçle (!) hastalara şifa dağıttığını öne sürmüştü.

‘Fahri Menajer’ Öztürk Serengil

Öztürk Serengil; 1970 sonrası ekonomik krize giren Yeşilçam’ın pek çok ünlü ismine yardımcı oldu; para kazanmalarını sağladı. Sinema seyircisi; hayranlık duyduğu isimleri gazino sahnelerinde dikkatle, hayranlık dolu merakla izledi.

Diğer Muhtelif Yazıları

Asit Dolu Fıçıya Atılan Başbakan

Patrice Lumumba, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin seçimle/halkın oyuyla işbaşına gelmiş ilk başbakanı idi. 4 ay görevde kalabildi. İcraatlarıyla değil de dramatik katlinin yarattığı sansasyonla/tepkiyle tanındı. CIA’nın örgütlediği onlarca kanlı darbenin talihsiz kurbanları arasındaydı.

Kavanoza Hapsedilen Seri Katil

Diogo Alves, Portekiz’de belirlenen ilk erkek seri katildi. 19. asrın birinci yarısında yaşanan ağır ekonomik, toplumsal ve politik sarsıntıların yarattığı suçlu tipolojiydi. Lizbon’daki tarihi/anıtsal ‘Águas Livres Su Kemeri’ni üs edinip 70 kişiyi öldürmekle suçlandı. Ama farklı cürüm(ler)den hüküm giydi ve asıldı.

Kilisede Çocuk Tacizi

Başta Fransa olmak üzere ABD ve Almanya, geçmişindeki/günümüzdeki çocuk tacizleriyle hesaplaşıyor. Fransa’da hazırlanan resmi doküman, küçük yaştaki yavrucaklara reva görülen cinsel istismarın ürkütücü boyutlarını ortaya koydu. Almanya’nın raporuna göre ise rahibeler, ‘kendilerine emanet edilen kimsesiz sabileri zengin iş adamlarına para karşılığı taciz için kiralamış’tı!

Ferhantoloji

Ferhan Şensoy, tiyatromuzun son yarım yüzyılda yetiştirdiği birkaç sivri dilli, muhalif, yazdığı okunan, sahnelediği seyredilen sanatkârlardandı. Heyecanlı, hareketli, yüksek tansiyonlu, özenilecek, serüven dolu hayat sürdü. Geride çok sayıda eser, anı ve dost bıraktı.

Kurbanlarını Gazete İlanıyla Bulan Kadın Seri Katil

Bayan Belle Gunness, yeni hayat kurmak için ABD’ye geldi. ‘Amerikan rüyası’nı gerçekleştirmek, zenginleşmek amacıyla kendince yol tuttu. Servet sahibi oldu fakat gönlünce harcayamadı. Kurbanlarıyla aynı kaderi paylaştı. Suç ortağının hedefine oturdu.

Tavşan Doğuran Kadın

İngiltere tahtında oturan, İngilizce bilmeyen, çevresi ve devlet yöneticileriyle Fransızca konuşa(bile)n I. George’un döneminde inanılması zor/garip olaylar, skandallar yaşandı. 50 kadar tavşan doğurduğunu iddia eden Mary Tofts adlı kadın da sahtekârlar arasındaydı.

‘Kanser’ Evita Perón’a Şifa Niyetine Mevlit

Ülkesinde gerçekleştirdiği reformlar ve halkına sağladığı sosyal imkânlarla sevildi. Kocası, Juan Perón’a verdiği destek ve darbecilere karşı gösterdiği direniş ile de insanının gönlünde taht kurdu. Eva Perón, dünyaca tanındı.