Başbakan’ı Koruyan Kung-Fu Ekibi

Türkiye Cumhuriyeti’nin 23. Başbakanı Necmettin Erbakan’ın yakın korumalığını yapan, kendilerine ‘Sakaryalılar’ adı veren bir grup vardı.

Başbakan’ı Koruyan Kung-Fu Ekibi

Türkiye Cumhuriyeti’nin 23. Başbakanı Necmettin Erbakan’ın yakın korumalığını yapan, kendilerine ‘Sakaryalılar’ adı veren bir grup vardı. Rahmetli Erbakan’ın yanından hiç ayrılmayan; sabah evinden alıp, mesaisi bittiğinde yine konutuna bırakan grubun en belirgin özelliği: Lidere tam sadakat göstermesi ve her üyenin ileri derecede Kung-Fu denilen yakın dövüş sporunu çok iyi bilmesiydi. Grubun içinde, Kung-Fu’nun en yaygın dalı Shaolin’de dünya şampiyonluğu kazanmış elemanlar da bulunurdu.

Sakaryalılar Grubu; Emniyet Genel Müdürlüğü’nce görevlendirilen ‘resmi koruma’ polislerini Erbakan’ın yakın çevresinin dışında bırakmaya çalışırdı. Bu yüzden de, aralarında zaman zaman tartışma, ufuk çaplı itiş-kakış, kavga çıkarsa da, konu büyütülmeden kapatılırdı. 

- Omuz Vurularak Yere Düşürülmek İstenen Başbakan… -

28 Şubat Dönemi’nde, Sakaryalılar Grubu’nun önemi ve gerekliliği ortaya çıktı. Bir grup yüksek rütbeli askerin, Başbakanlık makamında görmek istemediği Erbakan, psikolojik harekâtın hedefindeydi. Sık sık bir askeri yetkili ortaya çıkıyor; Erbakan’a hakarete vara(bile)n sözlerle eleştirebiliyordu! Millî Güvenlik Kurulu toplantılarında da Erbakan, partili birkaç bakanından başka kimseden destek bulamıyordu. Başbakan Erbakan, - Ankara Eski Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan’ın ‘Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda verdiği bilgiye göre… - Millî Güvenlik Kurulu Sekreterliği’nin yeni binasının açılışına katılmış; bir askerin omuz vurmasıyla yere kapaklanmasına ramak kalmıştı. Yakın korumasını yapan Sakaryalılar Grubu, Erbakan’ı düşmekten kurtarmıştı. 

Yine Ceylan’ın anlatımına göre; bir grup denizci asker, Gölcük Donanma Komutanlığı’na geldiğinde Erbakan’ı dövme kararı almıştı. Sakaryalılar Grubu, yine Erbakan’ı kurtarmış; askerlere uzak doğu savunma sanatından bazı örnekler vermişti. Donanma Askerî Savcılığı, olay üzerine soruşturma başlatmış; olaya karışanlar hakkında yakalama kararı çıkarmış, Sakaryalılar Grubu’nun üyeleri de yurt dışında çıkmak/gitmek zorunda kalmıştı. Mahkeme sonuçlanıp, beraat kararından sonra ülkeye dönebilmişlerdi.

- Sakaryalılar Grubu’nun Üyeleri Devlet Memuruydu… -

Erbakan’ın yakın çevresinin verdiği bilgiye göre; Sakaryalılar Grubu’nun üyeleri çeşitli bakanlıklarda memurdu. Erbakan’ın resmî isteği üzerine, koruma görevini fahri olarak üstlenmişlerdi. Grup üyeleri, doğal lider bildikleri Erbakan’a ölümüne bağlıydı; namaz kılarken çevresini kollar; cami çıkışında ayakkabıları giydirirdi. Abdest alırken, ibrik tutmaları bazı haberlere konu edilmiş; eleştirilmişti. 

Sakaryalılar Grubu; seçim gezileri, değişik illerdeki konferans/konuşmalarda, liderin hemen yanındaydı. 

Erbakan, rahmet-i rahmana kavuştuğunda, tabutunu omuzlayıp, liderlerine karşı son görevlerini de yerine getirdiler.

21 January 2021 12:37
861 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

‘Acıların Kadını’ Bergen’in Bol Acılı Öyküsü

Rivayete göre, babası, kızının şarkıcılık yapmasına rıza göstermemişti. Hasta yatağında, ölümün eşiğinde, ‘Belgin şarkıcı olursa, iki yakası bir araya gelmesin,’ diye beddua etmişti.

MSP'li Bakan'ın Gözünden 12 Eylül’ün İlk Günleri

Malatya Milletvekili, MSP Genel Başkan Yardımcısı, İmar ve İskân eski Bakanı Recai Kutan; 12 Eylül 1980 Cuma günü yapılacak askerî darbeyi 3 gün önceden duydu/öğrendi.

İşgal Kuvvetleri Komutanı'nın Makam Otomobili Nasıl Çalındı?

Mim Mim Grubu’nun lideri Topkapılı Cambaz Mehmet Bey; bağlanan maaşı kabul etmedi; kendisinin ve ailesinin zaruretine rağmen, Kızılay’a hibe etti. Akrabalarının ne maaştan ne de bağıştan haberi olmadı. Ta ki ölümünden sonra yayınlanan taziye mesajına kadar…

‘Çalan’ Ama ‘Çalışan’ Sadrazam / 2

Kanuni Sultan Süleyman’ın biricik, dünya güzeli kızı Mihrimah Sultan’ın kocası, Damat Rüstem Paşa, maliyeden iyi anlardı. Devlet hazinesi ağzına kadar doldu. Sadaretinde, Osmanlı’da rüşvet yaygınlaştı. Fukara halkın özellikle de köylünün üzerine kaldırılamayacağı vergiler bindirildi. Toprak verimsiz, ürün yetersizdi. Çiftçiler, azalan kazançları karşısında ekip biçmekten vazgeçmeye başladı.

Atatürk'ün Emaneti Türk Hava Kurumu

Türk Tayyare Cemiyeti kurulduğunda sadece yerli uçağın yapımı değil, millî silah sanayinin de temeli atıldı. Atatürk’e göre Türk Milleti yüksek karaktere, zekâya, kabiliyete sahipti. Kendi uçağını, tankını ve her türden savaş silah(lar)ını üretebilirdi.

Fosforlu Cevriye

Suat Derviş’in kalemiyle ölümsüzleşen ‘Fosforlu Çevriye’, toplum dışına itilmiş, sokakları mesken edinmiş ‘hayat kadını’ydı! Özgürlüğüne düşkündü. Çilesini/kaderini kabullenmişti. Erkeklere boyun eğmezdi. Polis takibinden kaçan adama kalbini vermekten de çekinmedi. Ya romanın yazarı Suat Derviş kimdi, nasıl bir hayat sürdü?

Babasının Mezarını Arayan Gazeteci

Yunan Hükümeti, tarihi mezarlığı kaldır(t)mış, üstünden de geniş asfalt yol geçirmişti. Sakız Adası’nın son Mutasarrıfı Hamdi (Simavi) Bey’in mezarı da kayıplara karışmıştı.

MİT’çi Aktör / I

Avrupalı ve ABD’li ünlü yıldızlar gibi bol para kazandı. Geleceğini düşünmeden harcadı. Hovardaydı, güzel kızlara ve kadınlara düşkündü. Lüks yatında/karavanında misafir eder, ‘mirasyedi hayatı’ yaşardı. 8 kez nikâhlanıp boşandı. Sadece özel yaşantısıyla değil, filmleriyle de iz bıraktı, ‘gıpta’ ile izlendi!

MİT’çi Aktör / 2

Avrupalı ve ABD’li ünlü yıldızlar gibi bol para kazandı. Geleceğini düşünmeden harcadı. Hovardaydı, güzel kızlara ve kadınlara düşkündü. Lüks yatında/karavanında misafir eder, ‘mirasyedi hayatı’ yaşardı. 8 kez nikâhlanıp boşandı. Sadece özel yaşantısıyla değil, filmleriyle de iz bıraktı, ‘gıpta’ ile izlendi!

‘Bilinmeyen’ İmamoğlu / 1

Ekrem İmamoğlu, 25 yıl ‘Millî Görüş’ geleneğinden gelen/yetişen kadrolarca yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı - yeniden! - CHP’ye kazandırmayı başardı. AKP, İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü kabullenemedi. İmamoğlu kimdi? Elinde ‘sihirli değnek’ mi vardı?

Babasını Ağılayan Padişah!

2. Bâyezid de, babası Fatih Sultan Mehmet gibi ‘zehirlendi’! Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun satırlarına göre, ‘pek çok müverrihin paylaştığı ortak fikir: ‘Oğlu Şehzade Selim tarafından ağılandığı’ydı! Bedduası da: ‘Oğul! Kılıcın keskin ama ömrün kısa olsun!’ idi.’

Fatih’in ‘Çapkın’ Şehzadesi

Fatih’in 2. oğlu, Şehzade Mustafa, askerliğe yatkındı, şiir söylerdi. Yakışıklı, hareketli ve ‘hercaî’ idi. Saray’ın ve hareminin cinsi latiflerini kendine hayran ederdi. ‘Güzelleri yalnız bırakmayı sevmediği,’ kayıtlara geçildi. Bu yüzden de hayatını yitirecekti!’

Millî Piyango’nun Az Bilinen Tarihi

Ülkemizde ilk piyango çekilişi 1836’da İzmir’de düzenlendi; büyük ikramiye diye altın cep saati hediye edildi.

Diğer Türk Tarihi Yazıları

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 2

Zaro Ağa, 130 yaşından sonra çok ünlendi fakat para kazamadı. Dünyayı dolaştı. Popüler isimlerle tanıştı, fotoğraf çektirdi. Reklam kampanyalarında etkin rol aldı. Kartpostalları/foto kartları yüz binlerce satıldı. Kısacası Ağa, ülkemizin ilk ‘uluslar arası medya ikonu’ydu!

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 1

Bitlisli Zaro Ağa, ömrünün tamamına yakınını İstanbul’da geçirdi. Güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan adamdı. Ölünceye kadar sigara içmeyi sürdürdü. ‘Dünyanın En Uzun Yaşayan Adamı’ diye ünlendi. Otopsisinde 3 böbrekli olduğu ortaya çıktı.

Tahta Çıkınca ‘Sünnet Olan’ Padişah

I. Ahmet, 14 yaşında tahta oturdu. 14. Osmanlı padişahıydı. 14’ünde sünnet edildi. Saltanatı 14 yıl sürdü. Bazı müverrihlere göre 14 oğul babasıydı. İnşa ettirdiği caminin ‘Ahmediye Camii’nin - Sultan Ahmet Camii! - ilk tasarımında 14 şerefesi olduğu yazılacaktı. Sultan Ahmed-i Evvel’in hayatı ilgi çekici olaylar ve tezatlarla doluydu.

Osmanlı’nın Rum ‘Valide Sultanları’

Orhan Gâzi’nin birinci eşi ‘Holofira’ ya da ‘Nilüfer Hatun’, Osmanlı Hanedanı’na giren ilk ‘yabancı kökenli gelin’ti. Kroniklere/tarihçilere bakılırsa, oğullarının padişahlığını gören ‘ecnebi’ hanım sultanların sayısı 23 idi! Bazılarına göre, adet daha da fazlaydı!

Osmanlı’nın Tek ‘Kadın Padişahı’

Kösem Sultan, Osmanlı Hanedanı’nın tahta çıkan erkek üyelerinin çoğundan daha uzun süre hüküm sürdü. Devleti - tek başına! - 20 yılı aşkın idare etti. Bürokrasideki rakip/karşıt grupları/kanatları ustalıkla dengeledi. Ağzından çıkan her kelime ‘buyruk’/‘kanun’ kabul edildi. ‘Kadife eldiven içindeki çelik ele benzetildi!’

‘Kıbrıs’ı Veren’ 2. Abdülhamit

2. Abdülhamit’in saltanatının 2. yılında Osmanlı yok oluşun eşiğinden döndü. Tarih, ’93 Harbi’ gibi örneğine çok az rastlanır drama şahitlik etti. Ruslar, İstanbul’un tarihi surlarına kadar ulaştı. Her an şehri alabilir, her şeyi talan edebilir, binlerce insanı öldürebilirlerdi. Sultan şoka girdi, ne yapacağını bilemedi. İngiliz Büyükelçisi Sir Henry Layard’ın önerisini kabul etmek zorunda kaldı. Kıbrıs’ı vermesi karşılığında şahsının ve imparatorluğun hayatiyetini garantiye alabilecekti! ‘Denize düşen yılana sarılırdı!’

‘Padişah Oğlunu Boğduran’ Valide

Tarihçilerin ‘Rum asıllı!’ dedikleri Kösem Sultan, İslâm dinini benimsedi, Harem’de eğitildi/yetiştirildi. Osmanlı Devleti’ni 20 yılı aşkın süre yönetti. Sultanlığın, milletin, Sünni İslam dünyasının kaderinde birincil derecede söz/hak sahibi oldu.