ABD; Osmanlı Sayesinde Alaska’ya Sahip Oldu

ABD Başkanı Donald Trump; politik hayatının büyük gaflarından birisini daha yaptı: Danimarka’dan Greenland’ı satmasını istedi. Trump; 1867’de ABD’nin Çarlık Rusyası’ndan Alaska’yı yok pahasına kapattığı gibi Greenland’ı da alabileceğini sandı.

ABD; Osmanlı Sayesinde Alaska’ya Sahip Oldu

Dünya tarihinde para verilerek satın alınan ilk ülke: Alaska’ydı. 

Rus Çarı 2. Aleksander; ülkesindeki ekonomik krizi - bir nebze! - aşabilmek için yönetimindeki Alaska’yı gözden çıkardı. Londra ve Washington’daki elçilerine satış önerisini İngiltere ve ABD yetkililerine iletmeleri talimatını verdi. Londra; öneriyi ciddiye alıp değerlendirmedi. Her yanı buzlarla kaplı çok geniş kara parçası işine yaramazdı! Ama ABD’li idareciler öneriyi yavaştan da almış gözükseler de, gizli görüşmelerden/müzakerelerden sonra satış gerçekleşti. 

Alaska; Rus İmparatorluğu’nun topraklarının yüzde 13.8’i kadardı. ABD hükümeti; 7 milyon 200 bin ABD doları - Günümüzdeki karşılığı yaklaşık 16 milyar ABD doları! - ödeme yaptı. 

Satış yapıldığında, Alaska’nın zengin yer altı kaynakları bilinmiyordu. Bölge; petrol ve doğaz gaz rezervleri açısından hazineydi. 1968’de keşfedilen, 1977’de işletmeye alınan Kuzey Alaska sahilindeki Prudhoe Koyu’ndan ABD’nin ürettiği petrolün yüzde 25’i çıkarılmaya başlandı. Rakam; günümüz Türkiye’sinin tüketiminden fazlaydı.

Bölge; orman, nehir ve deniz ürünleri açısından mümbit/keşfedilmemiş bir membaydı.

Çarlık yönetimi; Alaska’daki kürk işletmelerinden kâr edemiyordu. Bölgenin yıllık getirisi 40 bin, götürüsü ise 200 bin ABD dolarıydı. Moskova her yıl 160 bin dolar civarında destek çıkmak zorundaydı.

Yönetimin değişmesinden sonra ABD; Rus İmparatorluğu’na - neredeyse! - sınır komşusu geldi. Aralarındaki uzaklık sadece 50 kilometreye düştü. İki devletin arasına doğal sınır, Bering Boğazı vardı.

- Rusya’nın Günümüzdeki Yöneticileri; ABD Arşivlerinde Alaska’nın Devir Belgelerini İnceletti… -

ABD vatandaşı, Rus asıllı - Garett, Paterson ve Shugaev Avukatlık Bürosu’nun ortağı! - hukukçu Konstantin Şugayev; Amerikan arşivlerinde, Alaska’nın satışıyla ilgili araştırma yaptı. Ulaştığı belgelere göre; 2 ülke, ABD ile Çarlık Rusyası arasındaki satış anlaşması usullere uygun yapılmamıştı. Rusya’da yayınlanan Gazeta gazetesinde yer alan haberde iddialara açıklık getirildi. ABD ile Rusya İmparatorluğu arasındaki antlaşma bir dizi diplomatik/hukukî hata ile doluydu. ABD Temsilciler Meclisi; yetkilerinin sona erdiği gün antlaşmayı imzalamıştı. ABD yasalarına göre; Senato’nun da onay vermesi gerekliydi. Hukukî prosedür tamamlanamamıştı.

ABD basınında, Konstantin Şugayev’in çalışmalarına dikkat çekildi. Şugayev; 21. Yüzyıl ve Dünya Fonu adlı kuruluş tarafından destekleniyordu. Fon’un finansörü de, Rusya Hükümeti’ydi. 

Daha açık ifadeyle Rusya; Alaska’da hak iddia edebilmek için etkin/inandırıcı deliller peşindeydi. Tarihsel hatayı telafi etme çabasındaydı.

- Alaska’nın İlk Göçmenleri Ruslar, Yerli Halk Eskimolar İle İyi İlişkiler Kurdu… -

Alaska; Danimarka vatandaşı, Rus Donanması’nda görevli denizci Vitus Bering tarafından keşfedildi. Bering; Çar 1. Petro tarafından görevlendirildi. Keşif gezisi için özel gemiler inşa ettirildi. Uzun, zahmetli, sıkıntılı dolu seyahatler sonucunda, Rusya ile Alaska arasındaki - Daha sonraki yıllarda Kaptan Vitus Bering’in adının verileceği! - boğaz aşıldı. Rus denizciler, Alaska’nın yerli halkı Eskimolarla iletişime geçti. Bering’in keşfinin ardından bölgeye yoğun şekilde Rus vatandaşları getirtildi/yerleştirildi. Ruslar zaman içinde hâkimiyetlerini artırdı. Bölgede kürk ticareti çok cazipti. İlk Rus yerleşimciler kürk tüccarlarıydı. Japonlar ve Çinliler de, doğal kaynaklardan/ticaretten pay kapmak istiyordu. Özellikle Japonlar, kanlı sayılabilecek küçük askeri seferler düzenledi; ama başarı sağlayamadı. 

Rus yerleşimciler/tüccarlar; yerli halk Eskimolara iyi davrandı; karşılıklı ticareti önemsedi. Fakat getirdikleri çeşitli hastalıklar yerli nüfusun hastalanmasına ve ölümüne neden oldu.

Tarihi kayıtlara göre Ruslar ve ABD vatandaşları; Alaska’nın ekonomisinde ortak rol oynadı. Bölge kısa sürede uluslar arası ticaretin merkezi konumuna geldi; 1799 ile 1867 yılları arasında, tam 68 yıl Rus Amerikan Şirketi (RAC)’nce yönetildi. Başkent Novoarkhangelsk (günümüzde Sitka!), Çin kumaşları, çay, kömür, hatta buz alış verişinin üssüydü. Buzdolabı henüz icat edilmediğinden; ABD’nin yaz aylarındaki buz ihtiyacının önemli kısmı karşılanırdı.

- Alaska’nın Gerçek Temellerini Atan İlk Vali Alexander Baranov’du… -

Rus tüccarın geliş sebebi: Su samuru derisi ve mors dişiydi. Mors dişi; en az fildişi kadar kıymetliydi/para ederdi. RAC; bütün ticaretini kontrol ederdi. Ülkelerle ekonomik antlaşmalar imzalardı. Hatta kendine has para birimlerine ve bayraklara sahipti. Rus çarı ve aile üyeleri, RAC’nin ortakları arasındaydı. Rus hükümeti; hem vergi, hem de kârdan payına düşeni alırdı.

Rus Alaskası’nın ilk valisi, devlet adamı ve tüccar Alexander Baranov’du. Baranov (1747-1819); ticaret için geldiği bölgeye âşık oldu; uzun yıllar ayrılamadı. Yerli halk Aleutlar’ın reisinin kızıyla evlendi; dillerini, geleneklerini öğrendi. Rus yerleşimcilerle yerli kabilelerin kaynaşmasını sağladı. Rus dilinin yaygınlaşması için okullar açtı. Madenler, fabrikalar tesis etti. Kaleler ve tersaneler inşa ettirdi. Deri, kurutulmuş balık, su samuru ticaretini genişletti/etkinleştirdi; kârlı duruma getirdi. Yerlilere tarımı öğretti; bir cins lahana olan rutabaga ile patates ekimini yaygınlaştırdı. RAC; Baranov’un idaresinde inanılmaz - Yüzde bin gibi! - kâr oranlarına ulaştı. Çar ailesi ve şirket ortakları paraya/servete boğuldu.

Baranov yaşlanıp emekliye ayrılınca; RAC yönetimi beceriksiz/tecrübesiz ellere geçti. Yeni idareciler; verimlilik ve yüksek kâr elde eden sistemi sürdüremedi; maaşlarına inanılmaz zamlar yaptı. Aşırı/yoğun av nedeniyle su samuru nesli bitme noktasına geldi. Avcılıktan para kazanamayan yerli halk, Rus köylerini basıp talanı ve katliamı denedi. Yıllarca barış içinde, bir arada yaşayan insanlar, boğaz boğaza geldi. Bölgede yiyecek maddeleri de azalmıştı. Bazı Rus yerleşimciler, anavatanlarına döndü.

- Rus Çarlığı, Alaska’daki Şirketi RAC’yi Uzun Süre Sübvanse Edemedi… -

RAC yöneticileri; ekonomik kötüleşmeyi sağlayan şartları değiştirmeyi düşünmedi. Maaşlarında indirim yapmayı, lüks yaşam koşullarını terk etmeyi akıllarından geçirmedi. Rus hükümetinden maddi destek/sübvansiyon istendi. İşletmenin getirisi yıllık 40 bin rubleye kadar düşmüştü. Harcamalar ise 200 bin ruble kadardı. Yeni aradaki 160 bin rubleyi bulan miktar, Rus hükümetince karşılanacaktı. Ama sübvansiyon da beklenilen sonucu vermedi; zarar katlandıkça katlandı; şirket ortaklarının şikâyetleri çoğaldı.

Olumsuz şartlar sadece Alaska için geçerli değildi. Rus İmparatorluğu da büyük/ciddi sıkıntıdaydı. Kırım Savaşı’nda (5 Ekim 1853 - 30 Mart 1856) Osmanlı, İngiliz ve Fransız ittifakına karşı durmaya çalışan Rusya; çok güç durumdaydı. Altından kalkması zor askerî harcamalar, halkın aşırı memnuniyetsizliğine ekonomik çöküntü de eklendi. Rus İmparatorluğu’nun deniz ve karayollarından yapılan/yapılmaya çalışılan engelleme/karantina, ticaretini durma noktasına getirdi. İngiliz ve Fransız askerleri, karada kontrolü ele almıştı. İngiliz donanmasının denizlerdeki etkin denetimin sonuçları da göz ardı edilemezdi. Alaska ile haberleşmek bile güçleşti. Hazine tam takırdı; Alaska’ya yardım durdurulmak zorundaydı. İngilizler; Alaska’ya doğrudan el koyabilirdi. Ruslar; Osmanlı’dan da ağır darbe yedi. Osmanlı, İngiltere ve Fransa ittifakı; Rus yayılmacılığını engelledi.

Oysa Çarlık Rusyası’nın - dikkate alınmayan/göz ardı edilen! - güçlü müttefiki ABD idi. Savaşın en sıcak anlarında silah ve cephane yardımı yapmıştı. İngiliz emperyalizmine karşı dövüşen bir ülkeye arka çıkmayı görev bilmişti. Alaska; ABD’ye satılırsa, Rusya ekonomik açıdan rahat nefes alınabilir miydi?

- Rusya; Alaska’yı ABD’ye Yok Pahasına Verdi… -

Rusya; para sağlamayan Alaska’dan, denizlerdeki etkin İngiliz ablukasından kurtulmalıydı. Londra ve Washington’daki büyükelçileri aracılığıyla Alaska’yı satışa çıkardığını duyurdu. İngiltere istekli davranırsa ambargo gevşeyebilirdi. Ama İngiltere tarafından beklenen cevap gelmedi. 

ABD ise, teklifi ağırdan aldı. ABD’nin Rusya’nın yanında yer alması satrancın sonucunu değiştirebilirdi. Rusya’nın Washington’daki Büyükelçisi Baron Eduard de Stoeckl; ABD Dışişleri Bakanı William Seward ile görüşmeleri sürdürdü. Olay duyulunca, her iki ülkenin basını da olumsuz tavır takındı. Rus basını Alaska’nın satışına karşıydı; Amerikan matbuatı da 50 bin Eskimo ile ne yapacaklarını tartıştı.

Rusya’nın yaşadığı olumsuz koşullar, pazarlık şansını/etkisini azaltıyordu. Tek seçenek ABD’nin vereceği teklifti. Beklenen antlaşma; 30 Mart 1867’de Washington’da taraflar arasında imza altına alındı. Alaska için 7.2 milyon ABD doları ödenecekti. Yani 1 cent karşılığında 2024 metrekare toprak alınacaktı. 1867’de 1 ABD doları, 1 ruble 60 kopekti. Rus Çarı 2. Alexander; Alaska’yı 11 milyon 520 bin rubleye satmıştı. Elde edilen rakam, bütçe gelirlerinin sadece yüzde 2.5’luk bölüme tekabül ediyordu. - ABD; 1848’de, Meksika’ya Yukarı Kaliforniya ve Teksas için 15 milyon ABD doları tutarında ödeme yapmıştı! -

Taraflar; Alaska’daki zengin altın ve petrol rezervlerinden habersizdi.

Alaska; 18 Ekim 1867’de resmen ABD toprağı sayıldı. Bölgenin devrine ilişkin resmi tören başkent Novoarkhangelsk’te yapıldı. - Adı Sitka olarak değiştirildi! - İsteyen Alaska ahalisi, ABD vatandaşlığına geçebilecekti. Öneriyi benimsemeyen yüzlerce Rus, gemilere binerek ayrıldı. Böylece Rusya; ABD’nin desteğini kazanıp güvenebileceği/sırtını yaslayabileceği müttefik edindi. Aynı zamanda İngiltere’nin Alaska’yı işgal edebilme olasılığını da ortadan kaldırdı. ABD; geçmişte İngiltere’ye karşı bağımsızlık savaşı vermişti. Rusya’nın yanında yer alması son derece doğaldı.

Alaska’nın alınması, ABD açısından son derece önemli stratejik karardı. Sorunlarını çözen Rusya ile 20. asırda yaşanacak ‘soğuk savaş dönemi’nde kullanılacak çok önemli kazanımdı. ABD; en önemli üslerini Alaska’da kuracaktı. Sınır komşusu Rusya’yı en hassas teçhizatla dinleyecekti.

Alaska; 1958’de ABD’ye 49. eyalet olarak katıldı.

26 August 2019 11:00
1,483 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Trump Ailesi’nin Gizemli Hikâyesi

Donald Trump çok yaramaz ve hiperaktifti. Hiçbir zaman iyi/çalışkan öğrenci değildi; ders notları çok düşüktü/kötüydü. Müzik öğretmenini dövdüğü iddia edildi; hal ve gidişinin olumsuzluğu yüzünden liseyi terk etmek zorunda kaldı. Askeri liseye yatılı verildi.

Çıplak Poz Veren İlk First Lady

Melania Trump; ABD’nin 6. Başkanı John Quincy’nin İngiliz asıllı eşi Louisa Adams’tan sonra, başka bir ülkede dünyaya gelmiş ‘ikinci first lady’ idi.

Önce Kurşuna Dizdiler, Sonra ‘Aziz’ Yaptılar

Devrik Rus Çarı 2. Nikolay bundan böyle mezarında rahat uyuyabilecek.

Nobel’e Aday Gösterilen Atatürk

Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos (1864 - 1936), 12 Ocak 1934’de bir mektup yazıp Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermişti.

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

Kızıl Saçlı Afet

Anna (Kushchyenko) Chapman, 21. yüzyılın birinci çeyreğinde dünyaca ünlenen ilk kadın casustu. New York’ta faaliyet gösterdi. Eşsiz fiziği, kızıl saçları, yeşil gözleri, Hollywood yıldızlarını kıskandıran çok zengin gardırobu, lüks ötesi hayatıyla hedef seçtiği erkekleri parmağında oynattı. Mata Hari’nin türevi gibiydi.

‘Cinayet Şirketi’ Kuran Tetikçi

Amerikan suç dünyasında ‘Kid Twist’ diye bilinen İbrahim Reles, Mafya’nın en ünlü eli kanlı katillerindendi. Kurbanlarını çengel uçlu buz kırma aparatı ile öldürürdü. Binden fazla kişinin kanına girdiği ileri sürüldü. Cinayet işlemek için şirket dahi kurdu ve siparişleri/iş tekliflerini değerlendirdi.

CIA’nın Yenge Merakı

CIA, Evren’in Müstakbel Eş Adayını Merak Etmiş.

Usame Bin Ladin’i Kargalar Yakalattı

ABD yetkilileri; El Kaide adlı terör örgütünün lideri Usame Bin Ladin’in sonunu getiren operasyon için tam 10 yıl hazırlık/planlama yaptı. Harekât; Beyaz Saray ve Pentagon’da canlı bağlantıyla izlendi.

Asit Dolu Fıçıya Atılan Başbakan

Patrice Lumumba, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin seçimle/halkın oyuyla işbaşına gelmiş ilk başbakanı idi. 4 ay görevde kalabildi. İcraatlarıyla değil de dramatik katlinin yarattığı sansasyonla/tepkiyle tanındı. CIA’nın örgütlediği onlarca kanlı darbenin talihsiz kurbanları arasındaydı.

Dâhilerin Şaşılacak Davranışları

Dünya tarihine yazıları, buluşları, yaptıkları işlerle yön veren, hepimizin isimlerini yakından bildiğimiz/tanıdığımız dâhilerin tuhaf, hatta şaşkınlık yaratan davranışları vardı.

Türbesine Kilise Yapılan Padişah

1693’de yöreyi ele geçiren Avusturyalılar, türbeyi temellerine kadar yıktılar. Tepeye de Turpek adını verdiler. Türbenin yerine, Szüz Maria Kilisesi'ni inşa ettiler.

100 Yıl Sonra Gömülebilen Kafatasları

Almanya’nın Afrika’daki sömürgesi Namibya’da tarihin ilk soykırımını gerçekleştirdiği ve 100 bin civarındaki yerliyi öldürdüğü Birleşmiş Milletler Raporu’na girdi.

Mussolini’den Roma’ya Cami

Kont Ciano’nun günlüklerinin yayınlanmasına İtalya’da izin verilmemiş, eşi Edda Mussolini Ciano tarafından Amerikalılara iletilmesiyle kitap okuyucuyla buluşabilmişti.

On İki Ada’yı - Maalesef! - Osmanlı Verdi

Siyasi tarihimizde 2 tane Lozan Antlaşması vardı. İlki 15 Ekim 1912’de, ikincisi 24 Temmuz 1923’de imzalandı. Osmanlı; Lozan’ın Ouchy semtinde imzalanan birinci antlaşma ile 12 Ada’yı İtalya’ya - geri alabilmek/ödünçlük koşulu ile! - bıraktı.

Çanakkale’den Dönmeyen Futbolcular

Çanakkale Savaşı’na katılan futbolcuların neredeyse tamama yakını şehit düştü.

50 Yıl Hapis Yatan Padişah

25. Osmanlı hükümdarı Sultan Osmân-ı Salis - 3. Osman! -, neredeyse ömrünün tamamına yakınında hapisteydi. Rutubetli, karanlık, az sayıda insanın gir(ebil)diği ‘kafes’de yarım asırdan fazla tutuklu kaldı. Güneşe, suya, doğaya hasretti. Memleket ve dünya siyasetinden uzaktı. İstanbul’un günlük hayatından bîhaberdi. ‘Ama kaderinde cihan devletinin tahtına oturmak da vardı!’

Tavşan Doğuran Kadın

İngiltere tahtında oturan, İngilizce bilmeyen, çevresi ve devlet yöneticileriyle Fransızca konuşa(bile)n I. George’un döneminde inanılması zor/garip olaylar, skandallar yaşandı. 50 kadar tavşan doğurduğunu iddia eden Mary Tofts adlı kadın da sahtekârlar arasındaydı.

Baltacı, ‘Şehvet’ Değil ‘Rüşvet’ Mağduru

Baltacı Mehmet Paşa; Prut Harbi’nde risk alsa; Rusya, tarih sahnesinden siline(bile)cekti. Tereddüt, aşırı güvensizlik, ‘rüşvetin dayanılmaz çekiciliği’ tarihin ebediyen değişmesini engelledi.

‘Türk Kasabı’ Kuyucu Paşa / 2

Kuyucu Murat Paşa, hac vazifesini de yerine getirdi. Yemen Beylerbeyi iken, ‘Seyfullah’ - ‘Allah’ın Kılıcı’! - diye bilinen ünlü Arap komutan Hâlid bin Velîd’in palasını bulup satın aldı! Tarihçiler, ‘Giriştiği savaşlarda Velîd’in silahını kullandığını,’ yazacaktı!

‘Türk Kasabı’ Devşirme - 1

Kuyucu, 90’ına ulaşmış inatçı ihtiyardı. Devleti ve padişahı, her daim ‘nimet’ bildi. Aldığı em(irle)ri, harfiyen - hatta fazlası ile abartarak! - uyguladı. ‘Devşirme yönetimindeki’ Osmanlı’nın Anadolu’da katlanılmaz dereceye varan icraatına karşı durmaktan başka çaresi kalmayan kişilere ve kitlelere karşı, tarihte örneğine pek az rastlanan kanlı sindirme harekâtına girişti!

Kral 3. Charles Müslüman mı?

‘3. Charles’ unvanı ile İngiltere Tahtı’na oturan Prens Charles, Şeyh Nazım Kıbrısî’nin iddia ettiği gibi ‘Müslüman’ mıydı? Hem Anglikan Kilisesi’nin başı hem İslâm dinine mensubiyet mümkün müydü?

Öteki Putin / 1

Putin, ‘KGB okulu/geleneği’nden gelen Rusya Federasyonu Başkanı’ydı. Tarihine, devletinin derin/‘kadim’ geleneklerine ve kurumlarına bağlıydı. Hatta resmen açıklamasa bile, 20. asrın 2 numaralı süper gücü, ‘Sovyetler Birliği’nin mirasçısıydı. ‘Çarlık Rusyası ile SSCB’nin sentezi gibiydi!’

Huzurevinde Sönen Yıldız

Altan Karındaş çok yönlü sanatçıydı. İlk Türk şov kadınıydı. İnsan, çocuk ve hayvan taklitlerini çok iyi yapardı. TSM’yi bilirdi, makamlara vakıftı. Makber’i kusursuz seslendirirdi. Sadece sanatçı yönüyle değil, güzelliğiyle de çekim merkeziydi.

Diğer Dünya Tarihi Yazıları

Putin’in Türk Asıllı Metresi

Putin’in hayatına giren veya adı beraber anılan hanım(lar)ın yüzüne şans hep güldü. Kimisi gayrimenkul(ler)e ve servete kondu. Kimisi de politikaya girdi. Medya dünyasında patron koltuğuna oturdu. Devlet protokolünde ‘görünmeyen statü’ sahibi kesildi. Alina Kabaeva, şöhretli sporcuydu. Putin’le tanıştıktan sonra ününü, variyetini ve etkinliğini artırdı. Bayan Kabaeva, ‘son göz ağrısı’na, ‘Kış öncesi gelen - kısa süreli - aldatıcı yaz’a benzetildi. Güzelliği ile sadece Putin’in değil, bütün karşı cinsin ilgisini topladı. Sadece Rusya’da değil dünyada da stardı!

Putin'in Kadınları

Ünlü şairimiz Orhan Veli, ‘Kitabe-i Sen-i Mezar’ isimli şiirine, ‘Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar,’ mısralarıyla başladı. Süleyman Efendi’nin sıkıntılarını anlattı. Putin de, çevresindeki güzel kadınlardan çekti. Kalbini verdiği, kanatları altına aldığı, özenle sakladığı ‘nazende’ler sayesinde merak edildi, dillere düştü, haberlere mevzu oldu. Putin ve yakın çevresini saran ‘nazenin’ler, dünyanın da ilgisini çekecekti!

Öteki Putin / 2

Putin, dünya siyaset arenasına çıkınca, hemen fark edildi. Gizli servislerin, basının ilgi alanına girdi. Özel hayatı, çalışma şekli, yakın çevresi, ailesi ve hatta akrabaları tek tek değerlendirildi. Yazıldığı gibi Putin, ‘dünyanın en zengin adamları arasında’ mıydı? ‘Birbirinden güzel 2 hanımla birlikte olmuş’ ve ‘ailesinin kalabalıklaşmasını sağlamış’ mıydı?

Öteki Putin / 1

Putin, ‘KGB okulu/geleneği’nden gelen Rusya Federasyonu Başkanı’ydı. Tarihine, devletinin derin/‘kadim’ geleneklerine ve kurumlarına bağlıydı. Hatta resmen açıklamasa bile, 20. asrın 2 numaralı süper gücü, ‘Sovyetler Birliği’nin mirasçısıydı. ‘Çarlık Rusyası ile SSCB’nin sentezi gibiydi!’

Kral Charles’ın ‘Gönül Galerisi’

Prens Charles ile Camilla arasındaki aşk öyküsü televizyon dizi(si) senaryosuna benzerdi. Taraflar, bir dargın bir barışık, bazen hoşnut bazen üzgün yarım asrı aşan ‘parçalı bulutlu’ birliktelik yaşadı. İkili - başka kişilerle evliyken dahi! - birbirlerinden vazgeçemedi. Sonunda mutlu sona ulaştılar ama hayli geç olmuştu!

Kral 3. Charles Müslüman mı?

‘3. Charles’ unvanı ile İngiltere Tahtı’na oturan Prens Charles, Şeyh Nazım Kıbrısî’nin iddia ettiği gibi ‘Müslüman’ mıydı? Hem Anglikan Kilisesi’nin başı hem İslâm dinine mensubiyet mümkün müydü?

Hitler’in Karısı da Yahudi Çıktı

Tarihe ‘Yahudi soykırımını yap(tır)an lider’ suçlamasıyla geçen, Alman Nazi Partisi’nin değişmeyen Führer’i Adolf Hitler’in son büyük aşkı, nikâhlı karısı Eva Braun Aşkenaz Yahudisi çıktı.