Halterden Sınıfta Kalan Şampiyon Halterci

Naim Süleymanoğlu; Galatasaray’dan önce, dünya spor tarihine adını markalaşarak yazdırdı.

Halterden Sınıfta Kalan Şampiyon Halterci

Naim Süleymanoğlu, spor tarihine; ‘Dünyanın Gelmiş Geçmiş En İyi Haltercisi’ yazıldı. Dünya, nasıl basketbol denilince Michael Jordan’ı, futbol denilince Cristiano Ronaldo’yu hatırlıyorsa; halter denilince de Naim Süleymanoğlu’nu anımsıyordu. Süleymanoğlu; Galatasaray’dan önce, dünya spor tarihine adını markalaşarak yazdırdı. Ünlü Time dergisinin kapağını süslemeyi becermiş birkaç Türk’ten birisiydi. Üst üste üç olimpiyatta, 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta’da şampiyonluk kazanan ilk ve tek halterciydi. 

- Hayat hikâyesi birkaç film çıkabilecek zenginlikteydi... -

Bulgaristan’ın Kırcaali şehrinde dünyaya geldi. Evlerinin yanındaki parka oynarken; Enver Türkileri tarafından keşfedildi. 9 yaşında halter sporuna başlatıldı. 1981’de, 15 yaşındayken; Brezilya’da düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonası’nda iki altın madalya kazandı ve kendini tanıtmayı başardı. Silkme dalında, vücut ağırlığının 3 katını kaldırabilen ikinci halterci olarak dünya spor tarihine yazıldı. - Aynı sıklette, 60 kiloda, Bulgar Stefan Topurov ilk defa kendi ağırlığının 3 katına 180 kiloya ulaşabilmişti! - Süleymanoğlu, rekorunu 15 kilo artırıp; 195 kiloya çıkardı; birincilik kürsüsüne çıktı. Süleymanoğlu’nun emsalsiz rekoruna, 2012 Londra Olimpiyatları’nda erkekler 56 kiloda Kuzey Koreli Om Yun Chol; silkmede 168 kiloyla - Bu, bir olimpiyat rekoruydu! - ancak yaklaşabildi.

- 1984, 1985 ve 1986 yıllarında üst üste ‘Dünyada Yılın Haltercisi' seçildi… -

Süleymanoğlu; 1986 senesinde, Melbourne Avustralya'da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda Türkiye’ye iltica edebilmek için Bulgaristan kafilesinden ayrıldı. Beyhan Bahar isimli tıp öğrencisi, imza istemek bahanesiyle kafilenin arasına karıştı; Süleymanoğlu’nun kaçışına yardım sağladı. 

Naim Süleymanoğlu kaçırıldıktan sonra Türk Başkonsolosu’nun evinden saklandı. Bir röportajında ayrıntı vermekten kaçınıp şöyle demişti:

‘Sigara içmek için dışarı çıktığımda; orada o gün tanıştığım Türk arkadaşlarımla kaçtım ve konsolosluğa sığındım.’

- Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye getirilişi başarılı bir MİT operasyonuydu… -

Turgut Özal, Naim Süleymanoğlu’nu manevi evladı ilân etti. Süleymanoğlu, Bulgaristan’da yaşayan Türklere yapılan zulmü dillendirdi. Bulgaristan'da Türklerin isimlerini Bulgarlaştırma kampanyası vardı; Türkçe konuşmaları yasaktı. Kendi adı da değiştirilmiş; Naum Shalamanov yapılmıştı. Onların seslerini duyurmak için tek çaresi başarı kazanmasıydı. Bu yüzden çok çalıştı.

1988 yılında Seul Olimpiyatları’na Türkiye adına katıldı; 9 dünya, 6 olimpiyat rekoru kırarak büyük zafer kazandı. Spor hayatı boyunca; 60’ın üzerinde dünya rekorunun sahibiydi.

Türkiye’ye olimpiyatlarda, güreş dışında ilk altın madalyasını kazandıran sporcuydu.1992 yılında, Uluslararası Halter Basın Komisyonu’nca ‘Dünyanın En İyi Sporcusu’ seçildi.

Uluslararası Halter Federasyonu’na asbaşkan seçildi.

Süleymanoğlu; Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü’nde öğrencilik de yaptı. Bazı öğretmenleri, Süleymanoğlu’nun halter stilini beğenmeyerek; ikmale bile bıraktı. Dünyanın en iyi haltercisi, öğretmenlerinden geçer not alamadı. Olayı haberleştiren gazeteci Tayfun Bayındır, başarısı ile ödül kazandı.

Kısacası dünyamızdan Naim Süleymanoğlu da geçti, ama kalplerimizi kanatarak aramızdan ayrıldı…

3 June 2020 16:07
2,161 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Lavinia: Şairini Tanıyamayan Şiir

Özdemir Asaf’ın ünlü dizelerindeki adı Lavinia idi Mevhibe (Meziyet) Beyat’ın …

‘Örtülü’den Bulgar İstihbaratı’na Hediye

Ekrem Pakdemir’in anıları, Türkiye’nin ‘Özallı Yılları’nı yaşatan-hatırlatan, dönem politikasının bilinmeyen-gizemli labirentlerinde dolaştıran, gün ışığına çıkaran, önemli bir eser konumunda…

‘Kıbrıs’ı Veren’ 2. Abdülhamit

2. Abdülhamit’in saltanatının 2. yılında Osmanlı yok oluşun eşiğinden döndü. Tarih, ’93 Harbi’ gibi örneğine çok az rastlanır drama şahitlik etti. Ruslar, İstanbul’un tarihi surlarına kadar ulaştı. Her an şehri alabilir, her şeyi talan edebilir, binlerce insanı öldürebilirlerdi. Sultan şoka girdi, ne yapacağını bilemedi. İngiliz Büyükelçisi Sir Henry Layard’ın önerisini kabul etmek zorunda kaldı. Kıbrıs’ı vermesi karşılığında şahsının ve imparatorluğun hayatiyetini garantiye alabilecekti! ‘Denize düşen yılana sarılırdı!’

Yeşilçam’ın Taçsız Kralı

Ayhan Işık, Selanik’ten hicret eden bir ailenin çocuğu idi. Eğitimini zorluklar içinde tamamladı. DGSA’den mezun olup ressamlık yapacaktı. Kendisini Yeşilçam’da buldu. ‘Türk sinemasının ilk büyük starı’ diye tanındı. Beyazperdenin tarihine geçti.

33’lük Tespih Gibi Tabanca Çeken Fedai

Yakup Cemil Bey, ‘korku’ kelimesini tanıma(z)dı. Düz mantık yürütürdü. Siyasetin ince oyunlarını, gülümserken ayak kaydıran tuzaklarını bilmezdi. Ölümü göze alır, istenileni/emredileni yapardı. Kontrolü müşküldü. Haksızlık(lar) karşısında susmaz, ya sesini yükseltir ya da - daha çok! - piştovunu konuştururdu.

67 Yıl Sonra Mezarı Bulunan Bakü Fatihi

Bakü’ye giren Kafkas İslam Orduları Komutanı ‘Fahri Ferik’ Nuri Bey’in anavatanındaki ‘sembolik sayılabilecek’ mezarı 67 yıl boyunca bulunamadı. Araştırmacı Atilla Oral Bey olmasa belki de kıyamete kadar kayıp kalacaktı.

Osmanlı'nın İlk ‘Hadım’ Sadrazamları

Osmanlı’nın Balkan’dan devşirdiği, hadım ettirip, Enderun’da eğitime aldığı sonra da devlet görevi verdiği kişiye ‘Akağa’ denirdi. Aralarından beylerbeyi, vezir, ordu komutanı ve hatta sadrazam(lar) çıktı. İlk ‘buruk vezîr-i âzam’ da, ‘Hadım Ali Paşa’ydı!

Osmanlı Sarayı'nı Şaraba Alıştıran Sarışın Afet

Sırp Prensesi Olivera Despina, güzelliği ve işvesiyle Yıldırım Beyazıt’ın nefesini kesti, avucunun içine aldı. Gaza meydanlarının durdurulamayan kılıcı, mavi gözler karşısında çaresiz kaldı, boyun eğdi, adeta büyülendi.

Cem Karaca’dan ‘Karabağ Şarkısı’

Cem Karaca, babası Mehmet Bey’in öğüdüne bağlı kaldı: ‘Bu toprakların ezgilerini söyledi!’ Türk Dünyası’na ilgisini hiç azaltmadı. Karabağ’ın işgalini telin etti! ‘Karabağ Şarkısı’nı besteledi. ‘Nerede Kalmıştık?’ adlı kasetinde yer verdi.

Adı Filistin Olan Sevda

Cem Karaca, ülke ve dünya sorunlarıyla yakından ilgilendi. Filistin’in ezilen halkına karşı özel alâka/sempati duydu. ‘Mutlaka Yavrum’ gibi bazı popüler parçalarını ithaf etti. Kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalıştı.

Maksim Gorki ‘Seven Banker’

Adından daha ziyade mesleki unvanı ile tanındı. Her gün gazetelerin birinci sayfalarını haber(ler)i, iç yapraklarını da reklam(lar)ıyla doldururdu. Tek kanallı TRT televizyonunda günün her saatinde şirketlerinin ‘paralı tanıtımını’ yapan kısa bantlar dönerdi. Bankalardan daha fazla mevduat toplamayı başardı. Yüksek faiz dağıtırdı. Ama yükselişi gibi ‘inkırazı’/çöküşü de pek hızlıydı. ‘Banker Kastelli’ olarak bilinen, milyonlarca kişiyi peşinden sürükleye(bile)n Abidin Cevher Özden kimdi?

Defne Yalnız’ın Yalnızlık Korkusu

Defne Yalnız; okumayı-yazmayı öğrenmeden tiyatro sahnesinin tozunu ciğerlerine çekti.

Kelebek Gibi Uçan Arı Gibi Sokan Casus

Ahmet Esat Tomruk Bey - nam-ı diğer ‘İngiliz Kemal’ -, ‘destan kahramanı’ydı. Korku kelimesini hiç tanımadı. Üstün yetenekliydi. Son derece soğukkanlı ve atılgandı. Ülkesi için çok büyük işler başardı. Şımarmadı, övgü istemedi. Makam mevki derdine düşmedi. Bildikleriyle/sırlarıyla kimseyi rahatsız etmedi. Müktesebatını mezara götürdü.

Diğer Muhtelif Yazıları

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

‘Bilinmeyen’ İmamoğlu / 2

Ekrem İmamoğlu, 25 yıl ‘Millî Görüş’ geleneğinden gelen/yetişen kadrolarca yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı - yeniden! - CHP’ye kazandırmayı başardı. AKP, İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü kabullenemedi. İmamoğlu kimdi? Elinde ‘sihirli değnek’ mi vardı?

‘Bilinmeyen’ İmamoğlu / 1

Ekrem İmamoğlu, 25 yıl ‘Millî Görüş’ geleneğinden gelen/yetişen kadrolarca yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı - yeniden! - CHP’ye kazandırmayı başardı. AKP, İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü kabullenemedi. İmamoğlu kimdi? Elinde ‘sihirli değnek’ mi vardı?

Cem Karaca’dan ‘Karabağ Şarkısı’

Cem Karaca, babası Mehmet Bey’in öğüdüne bağlı kaldı: ‘Bu toprakların ezgilerini söyledi!’ Türk Dünyası’na ilgisini hiç azaltmadı. Karabağ’ın işgalini telin etti! ‘Karabağ Şarkısı’nı besteledi. ‘Nerede Kalmıştık?’ adlı kasetinde yer verdi.

Adı Filistin Olan Sevda

Cem Karaca, ülke ve dünya sorunlarıyla yakından ilgilendi. Filistin’in ezilen halkına karşı özel alâka/sempati duydu. ‘Mutlaka Yavrum’ gibi bazı popüler parçalarını ithaf etti. Kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalıştı.

‘GPS’li Bavul’ İle Taşınan Dolarlar

‘Kısa sürede yüksek kazanç sağlama’ vaadi çoğu kişiye çekici geldi. ‘Tatlı dilin yılanı yuvasından çıkarması gibi, ‘emeksiz yemek’ hayali - aslında! - bütün birikimleri yok edecekti…’

Maksim Gorki ‘Seven Banker’

Adından daha ziyade mesleki unvanı ile tanındı. Her gün gazetelerin birinci sayfalarını haber(ler)i, iç yapraklarını da reklam(lar)ıyla doldururdu. Tek kanallı TRT televizyonunda günün her saatinde şirketlerinin ‘paralı tanıtımını’ yapan kısa bantlar dönerdi. Bankalardan daha fazla mevduat toplamayı başardı. Yüksek faiz dağıtırdı. Ama yükselişi gibi ‘inkırazı’/çöküşü de pek hızlıydı. ‘Banker Kastelli’ olarak bilinen, milyonlarca kişiyi peşinden sürükleye(bile)n Abidin Cevher Özden kimdi?