CIA’dan Kongo’ya Jazz Festivali

ABD, 1940-1960 arasındaki süreçte Kongo’ya özel ilgi gösterdi. CIA’nin ağabeyi, Stratejik Hizmetler Ofisi, zengin uranyum yataklarını belirledi. Çok gizli operasyon(lar)la Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımı için gereken ham maddeyi elde etti ve ülkesine taşıdı.

CIA’dan Kongo’ya Jazz Festivali

Susan Williams, Londra Üniversitesi İleri Araştırmalar Okulu araştırma görevlisi ve öğretim üyesiydi. İstihbarat örgütleri, gizli operasyonları üzerinde çalıştı. Bilim insanı kimliği ile ABD ve BM arşivlerinde titiz araştırmalar yaptı. Yayınlanan her kitabı ilgi topladı. Dikkatlerin odağına oturdu. Afrika ve özelinde Kongo’yu işleyen eserleriyle bazı bilinmeyen - sır kabul edilen! - önemli olayların üzerindeki sis bulutlarını kaldırmaya çalıştı. Hatta BM Genel Sekreteri, İsveçli diplomat Dag Hammarskjöld’ın ölümünü irdeleyen ‘Who Killed Hammarskjöld?’ - ‘Hammarskjöld’u Kim Öldürdü?’ - kitabı ile yeniden açılan soruşturmaya ciddi katkı sağladı. 

- Bayan Williams, CIA’nın Afrika’daki Faaliyetlerini Araştırdı… -

Bayan Williams, Afrika ve Kongo’daki CIA faaliyetlerini inceledi, mevzu seçti. - Şimdiye kadar hiçbir eserinin Türkçe’ye çevrilmemesi de, konuyla ilgilenen kişi ve çevreler için kayıptı! - Susan Williams, son kitabı ‘White Malice’ (2021) - ‘Beyaz Kötülük’! - ile yeni gizem peçesini araladı. Dünyaca ünlü caz müzisyeni, kornet ve trompet sanatçısı Louis Armstrong’un CIA tarafından nasıl kullanıldığını anlattı. Williams, BM Arşivleri’ndeki araştırmalarında, ABD’nin Afrika’da halkla ilişkiler çalışmaları sırasında Armstrong’u tam bilgilendirilmediğini ortaya çıkardı. Sanatçı, kendi anlayışına aykırı politikaya hizmet etmişti. Tanımlamanın tam anlamıyla ‘Truva Atı gibi kullanıldı’! Gizli örgütün 1960’lı yıllarda planladığı Batı ve Orta Afrika’daki ‘örtülü operasyonları’nın mahrem amaçlarını bilmeden hizmet etti.

Susan Williams, ünlü caz sanatçısı Armstrong’dan nasıl yararlanıldığını en ince noktasına kadar yazdı. ‘Bilseydi, dehşete düşerdi’ ifadesini de sarf etti.

- Armstrong’un Mihmandarı CIA’nın Kongo İstasyon Şefi’ydi… -

1960’ın Kasım’ında, ABD Dışişleri Bakanlığı, bazı ünlü sanatçılarının katılacağı Afrika turnesi düzenledi. Amacı, ABD’nin Afrika ülkelerindeki imajını düzeltmekti. 3 aylık süreci kapsıyordu. Louis Armstrong, yanına ünlü orkestrasını ve eşini de aldı. Mihmandarlığına ABD’li diplomat verildi. En zengin mekânlarda konakladı. Bin bir gece masallarını andıran konforla gözü boyandı.

Kongo’nun başkenti Léopoldville'de, lüks lokantada, Louis Armstrong, eşi, ABD Büyükelçiliği’nden üst düzeyde diplomat ve kalabalık grup görevliyle akşam yemeği yedi. Davet sahipliğini ABD’nin Kongo Büyükelçiliği adına masadaki hariciyeci yaptı. Diplomat görünümlü kişi, CIA’nın Kongo İstasyon Şefi Larry Devlin’di. - Diğer misafirler de istihbarat görevlileriydi! - Devlin başında beri yalan söyledi. Asıl görevini sakladı. Son derece başarılıydı. ‘Soğuk savaş döneminin en mühim/hayati operasyonlarını kolaylaştıran çok mahrem bilgileri ele geçirmesiyle/ulaşmasıyla tanın(ır)dı!’ 

- Katanga Eyaleti, Dünyanın En Zengin Uranyum Rezervine Sahipti… -

Kongo odaklı operasyonun gerçekleştirilme sebebi: Ülkenin en zengin eyaleti Katanga ‘nın yöneticileri ile samimi/sürekli ilişki kurabilmekti. Bölgede Armstrong’a yoğun sevgi ve sempati halesi mevcuttu, kullanılacaktı. Eyalet, zengin maden kaynaklarıyla ünlüydü. Çok stratejik malzeme olağanüstü kaliteli uranyum rezervlerine sahipti. Bölgede 1.500 ton uranyum bulunduğu hesaplanmıştı.

Kongo’da yapılan ilk demokratik seçimleri kazanıp Başbakanlık koltuğuna oturan Patrice Lumumba suikasta uğradı. Armstrong’un ziyaretinden 2 ay sonra Katanga’da öldürüldü. Williams’ın kaydettiğine göre CIA, Lumumba’yı ortadan kaldırmayı planladı. ABD’nin görüşüne göre başbakan, Sovyetler Birliği’ne paralel politika izliyordu. Sovyet danışmanların etkisi altındaydı. Makamında, askerler tarafından gözetim altına alındı. Evinde göz hapsinde tutuldu. CIA’nın desteklediği askeri lider Mobutu Sese Seko’nun kontrolünden çıktı. Sonra ağır işkencelerden geçirildi ve katledildi. Katanga’da son nefesini verdi. Williams’ın ulaştığı belgelere göre, eyalet yöneticileri ve - sömürge döneminden kalma! - Belçikalı polis memurlarınca öldürüldü. Mobutu, devlet başkanlığına getirilecekti.

- CIA, Sömürgecilik Karşıtı Afrikalı Liderleri Katletti(rdi)… -

Ülke tarihçilerinin gözünde Lumumba, milliyetçi eğilimliydi. İki kutuplu dünyanın her iki başat ülkesine eşit uzaklıktaydı. Soğuk savaşta tarafsız kalmaya çalıştı.

Katanga eyaleti 1960 - 1963 yılları arasında bağımsızdı. Gelişmiş ülkeler tarafından tanınmayı hedefliyordu. ABD’de zayıf noktayı bulmakta zorlanmadı. Oluşturacağı sempati halesi ile yöneticileri etkileyecekti. Beklenildiği gibi de oldu. Yeni devletin taze başkanı ve yöneticileri, Louis Armstrong’u bağırlarına bastı. Ve karşılığını beklediler. ABD diplomasisi gülümsedi, sempatik davrandı. Fakat tanımayı gündemine almadı.

Mobutu, CIA’nın da desteğiyle Kongo üzerinde kesin kontrolü sağladı. ABD’nin sadık müttefiki ve müşterisi kesildi.

CIA, Lumumba cinayetini ve operasyonları hep reddetti. Oysa operasyon, soğuk savaş döneminin önemli duraklarındandı. Bütün dünyada, özellikle ABD karşıtı ve 3. dünya ülkelerinde nefret uyandırdı. 1975’de, ABD’de beklenmedik gelişme yaşandı. Kongo’daki CIA İstasyon Şefliği yapan Devlin, hükümet soruşturmasında ifade verdi. Lumumba’ya suikast düzenlemeye çalıştıklarını kabul etti. ‘Ama cinayetten önce bütün faaliyetler durdurulmuştu!’

- CIA, 1960’a Kadar Afrika’da Adım Adım Örgütlendi… -

Tarihçi Susan Williams, Devlin’in ifadesiyle çelişen, güvenirliliğini sorgulamaya yol açan bazı belgelere ulaştı. Günümüzde yayınlanan - daha doğrusu neşir yasağı kaldırılan! - bazı ABD kayıtlarında, CIA Şefi’nin - öldürülmesinden önce! - Lumumba’nın tutuklu kaldığı Thysville kasabasına ‘WI/ROUGE’ kod adlı ajanı gönderdiği yazılıydı.

ABD, 2. Dünya Savaşı sürecinde, bölgede etkin çalışmalar yaptı. CIA, 1947’de kuruldu. Portföyünde çok geniş isim listesi mevcuttu. Afrika’da kendileri lehine terleyecek ajanlar, muhbirler, işbirlikçiler ve sempatizanlar örgütledi. 1960’da, halka(lar) genişlemeye devam etti. İşçi liderleri, iş adamları, yerel yöneticiler, politikacılar devşirildi. Önemli sektörlere sızıldı. Eğitim ve kültür kurumlarına girildi. Havayolları kontrol altına alındı. ‘Afrika’nın ‘henüz’ bilinmeyen tarihini yazan önemli aktörler devşirildi!’

Williams’ın yazdıklarına bakılırsa, CIA adına çalışan bir casusun Güney Afrika’yı yöneten ırkçı rejime verdiği bilgi ülke tarihin akışını değiştirecekti. Nelson Mandela’nın tutuklanmasına ve 27 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmasına sebep olacaktı.

- Gana Devlet Başkanı Kwame Nkrumah da Darbeyle Koltuğunu Kaybetti… -

Yine bir diğer sav da dikkate değerdi: Gana’da yapılan ilk serbest seçimlerde Devlet Başkanlığı’na seçilen Kwame Nkrumah, 1966’da yapılan askeri darbe ile koltuğunu kaybetti. Nkrumah, Afrika’nın birliğini savunurdu. Sömürgeciliğe karşıydı. ‘Darbeden - Her zamanki gibi yine! - CIA sorumlu tutuldu!’

Williams, ABD’nin ‘Sovyet yanlısı’ diye yaftaladığı Lumumba, Nkrumah ve diğer Afrikalı siyahî liderlerin ‘politik tavırları’nı da berraklaştırdı.  Önderlerin hiçbirisi ABD’ye tam muhalif, Sovyetler Birliği külliyen yandaş değildi. Her iki ülke ile eşit, dengeli ve dostane ilişkiler kurma düşüncesindeydiler. 

ABD, dost değil, yandaş isterdi! Partnerliği reddeden ‘düşman’dı! ‘Karşıt(ların)a yaşam(a) hakkı tanımazdı!’

ABD, Sovyetler Birliği’nin propaganda faaliyetlerine karşı tedbirler de geliştirdi. Komünist dayanışmayı ve eşgüdümü savunan Cominform’a karşı örgütlenmeye gitti. CIA’nin güdümünde CCF (Congress for Cultural Freedom) - Kültürel Özgürlük Kongresi! -’ni teşkilatlandırdı. Organizasyon 35 ülkede etkiliydi. Yüzlerce elemanı işe aldı. Kaliteli, entelektüel seviyesi yüksek magazinler yayınladı. Yazılı ve görsel kültür ürünlerine destek verdi. Haber ajanslarına ve gazetecilere iş sağladı. Sanatçıları ödüllendirmeye yöneldi. Müzisyenlere uluslar arası platformlarda daha fazla görünme şansı verdi. Seri konferanslarla ‘Sovyet yayılmacılığı’na karşı uyarılarda bulundu. Operasyonlarını maskelemeye dikkat etti/çalıştı.

- CFF Genel Sekreteri Nicolas Nabokov Rus Göçmeniydi… - 

ABD ve aparatları, kendilerinin ve Avrupa’nın yüksek kültürünü tanıtma girişime yoğunlaştı. Müzik, resim, bale ve edebiyatın ünlü isimlerini sahaya sürdüler. Türlü göz kamaştırıcı imkânları seferber ettiler. Faaliyet gösterdiği ülke(lerin) halklarına yoğun/etkin propaganda(lar) yaptılar. Hayranlık çıtasını yükseltmeye çalıştılar.

CFF Genel Sekreteri Nicolas Nabokov, ABD müziğini odağa oturttu. İddiasına göre, Amerikan müzik endüstrisi dünyanın en kaliteli ürünlerini veriyordu. Sovyet bloğunun yasakladığı bütün repertuvarı hatırlatmaya çalıştı. Marksist estetik anlayışını ve yapıtlarını kıyasıya eleştirdi. SSCB Komünist Partisi’nce yasak listesine alınanları gündeme taşıdı.

Nabokov, Rusya doğumlu besteci ve yazardı. Sovyet Devrimi’nin ardından ülkesinden çıkmak zorunda kaldı. Almanya’da, Fransa’da yaşadıktan sonra ABD’ye yerleşti. Anti-komünist görüşleri, çalışmalarıyla tanındı. ABD’nin yaratıcılığını sergileyen etkinlikleri planladı. Yardıma muhtaç sanatçıları destekledi. Londra, Paris ve Berlin’de sanatsal faaliyetlerin finanse edilmesini sağladı. Batı Avrupa ülkelerinin gözünde ABD ve resmi ideolojisini parlattı. ‘Kurtarıcı/koruyucu’ misyonunu sürekli kılmaya çalıştı. ‘Demokratik yapısı ve anlayışıyla örnek ülke,’ diye sundu.

Sinema, etkin ikinci propaganda koluydu. Kimi Hollywood yapımcılarının ve senaristlerinin desteklendiği bilinirdi. Bazı Amerikan finans kurumları da kampanyalara gönüllü katkı sundu. 

- CCF, Hollywood ve Broadway Müzikallerini Devreye Soktu… -

CCF, 1952’de, Paris’te, ‘Yirminci Yüzyıl Modern Sanatların Başyapıtları Festivali'ne sponsorluk yaptı. Şenlik 30 gün sürdü. Komünist eleştirmenlerin ‘yoz’ diye nitelediği, 70’in aşkın bestecinin eserleri 9 farklı orkestra tarafından çalındı. Dmitri Shostakovich, Claude Debussy, Paul Hindemith, Gustav Mahler, Benjamin Britten, Arnold Schoenberg, Erik Satie, Alban Berg, Pierre Boulez vb. gibi dünyaca ünlü kompozitörler sahne aldı, eserlerinden örnekler sunuldu.

CFF, Hollywood müzikallerinin yanında, Broadway yapımlarının da perde açmasını temin etti.

Soğuk Savaş döneminde, CFF, Louis Armstrong’u da faaliyetlerine dâhil etti. Zenci sanatçı, ABD’nin çağdaş ekininin, ırk ayrımını sonlandırmadaki başarısının sembolüydü. Mesleğinde çok muvaffak olmuştu. Plakları milyonlarca satıyordu. Dünya basınında - her zaman! - geniş yer buluyordu. Muhteşem kalabalıklar konserlerine geliyor, sayısız hayranları eserlerini dinliyordu. Afrika’ya yaptığı gezi ve gösterdiği performans memnun ediciydi.

Susan Williams, 2016’da yayınlanan, ‘Spies in the Congo: America’s Atomic Mission in World War II’ - Kongo'da Casuslar: İkinci Dünya Savaşında Amerika'nın Atom Misyonu! - adlı kitabında ABD’nin bölgeye ilgisinin perde arkasını yazdı. Williams’ın satırları, 2. Dünya Savaşı’nın hiç duyulmamış, en önemli sırrıydı. Savaş tarihinde yepyeni devir başlatacak Manhattan Projesi’nde geliştirilen atom bombasının ana hammaddesi, uranyumun araştırılmasıydı. ABD’li istihbaratçılar, Belçika Kongosu’ndaki Shinkolobwe Madeni’ni mercek altına aldı. Bölgede yüksek kaliteli cevher mevcuttu. Stratejik Hizmetler Ofisi görevlendirildi. Bir grup erkek ve kadın elemandan oluşan grup faaliyete geçti ve başarı sağladı. ‘Japonya’ya atılan 2 bomba, Kongo’dan temin edilen uranyum ile yapıldı!’ 

15 yıl sonra, Kongo’nun yeniden hedefe oturtulma sebebi: Zengin uranyum rezervlerinden yüksek oranda pay alabilmekti. Her kilidi açan anahtar bulunurdu. 1960’da, Kongo için Armstrong uygun görülmüştü.

22 September 2021 11:34
796 kez okundu

Ali Hikmet İnce



Benzer Yazılar

Kral Hüseyin'in Yahudi Sevgilisi

CIA (Merkezi Haberalma Teşkilâtı) resmi belgelerine göre çöpçatanlık yaptı: Ürdün Kralı Hüseyin ile Yahudi asıllı Hollywood yıldızı Susan Cabot ilişkisine aracılık etti.

Asker Vatan Savundu, Yangın Söndürdü

Osmanlı’da ilk itfaiye teşkilatı 18. asrın başında kuruldu. Yeniçeri Ocağı’na bağlıydı. İstanbul’da ve çevre ormanlarda çıkan yangınları söndürmeye çalıştı. Taşıma su ve ilkel teçhizatla işi zordu.

‘Cinayet Şirketi’ Kuran Tetikçi

Amerikan suç dünyasında ‘Kid Twist’ diye bilinen İbrahim Reles, Mafya’nın en ünlü eli kanlı katillerindendi. Kurbanlarını çengel uçlu buz kırma aparatı ile öldürürdü. Binden fazla kişinin kanına girdiği ileri sürüldü. Cinayet işlemek için şirket dahi kurdu ve siparişleri/iş tekliflerini değerlendirdi.

Macron’un Özel Hayatı

Emmanuel Macron, ‘Fransa’nın en genç cumhurbaşkanı’ydı. Renkli, duygu dolu, mutlu, heyecanlı yaşam öyküsüne sahipti. Siyasette hep yükseldi ve görülmeyen bir el/kuvvet tarafından desteklendi.

Konta Metreslik Yapan Kraliçe

‘Ekmek bulamadılarsa pasta yesinler!’ deyişi ile tarihe geçen Fransız Kralı 16. Louis’in eşi Marie Antoinette’nin İsveçli bir kontun metresi olduğu ortaya çıkarıldı.

Abdülhamid’in Kızılderili Varisi

34. Osmanlı Hükümdarı 2. Abdulhamit’in Kızılderili varisi olduğu mahkeme kayıtlarına yansıdı.

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

Kilisede Çocuk Tacizi

Başta Fransa olmak üzere ABD ve Almanya, geçmişindeki/günümüzdeki çocuk tacizleriyle hesaplaşıyor. Fransa’da hazırlanan resmi doküman, küçük yaştaki yavrucaklara reva görülen cinsel istismarın ürkütücü boyutlarını ortaya koydu. Almanya’nın raporuna göre ise rahibeler, ‘kendilerine emanet edilen kimsesiz sabileri zengin iş adamlarına para karşılığı taciz için kiralamış’tı!

Taliban’ın Kara Kutusu

Taliban, Afganistan’ın tamamında kontrolü sağlayıp iktidara geldi. Ülke insanına işbirliği/dayanışma çağrısında bulundu. Oysa 1996 - 2001 arasında tam bir ‘orta çağ idaresi’ uygulamıştı. Yokluklar içindeki ülke iyice yoksullaşmıştı. Çocuk ölümlerinde dünya rekoru yakalanmıştı. Kızların eğitim hakları ellerinden alınmıştı. Bütün eğitim kurumları medreseye çevrilmişti.

Castro’ya Zehirli Puro

Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro’ya iktidara geldiği 1959 yılından 2006’ya kadar 650’e yakın suikast girişiminde bulunulduğu iddia edildi.

Fuhuş Yapanlara Çırılçıplak Koşma Cezası

Fransa’nın - eski - Languedoc eyaletinde, zina yapan kadın ve erkeğe insan onurunu ayaklar altına alan ceza verilirdi.

Asit Dolu Fıçıya Atılan Başbakan

Patrice Lumumba, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin seçimle/halkın oyuyla işbaşına gelmiş ilk başbakanı idi. 4 ay görevde kalabildi. İcraatlarıyla değil de dramatik katlinin yarattığı sansasyonla/tepkiyle tanındı. CIA’nın örgütlediği onlarca kanlı darbenin talihsiz kurbanları arasındaydı.

ABD’nin Açık/Gizli Derin Operasyonları

20. yüzyıl tarihi, ABD’nin menfaatlerini korumak/kollamak amacıyla yaptığı onlarca hükümet devirme/değiştirme operasyonlarıyla doluydu. ABD; Birinci Dünya Savaşı ve sonrası ‘arka bahçesi’ gördüğü Amerika kıtasının tamamında kendine sempati besleyen/kontrol edebileceği hükümetler oluşturma siyaseti benimsedi; amacına uygun operasyonlar gerçekleştirdi. Kazandığı özgüvenle de dünyanın her yerinde hamlelere girişti.

Bataklıkta Açan Çiçek: ‘Esengül’

Esengül, 24 yıllık kısacık ömründe çoğumuzun yüreğine dokunmayı başardı. Şarkılarıyla yaşamımıza karıştı, kalplerimizi sızlattı. Küllenmiş hatıralarımıza yeniden köz verdi. İstanbul’un varoşlarına yerleşe(bile)n Anadolu insanının sevda/hasret dünyasını canlı tuttu.

MİT’çi Aktör / 2

Avrupalı ve ABD’li ünlü yıldızlar gibi bol para kazandı. Geleceğini düşünmeden harcadı. Hovardaydı, güzel kızlara ve kadınlara düşkündü. Lüks yatında/karavanında misafir eder, ‘mirasyedi hayatı’ yaşardı. 8 kez nikâhlanıp boşandı. Sadece özel yaşantısıyla değil, filmleriyle de iz bıraktı, ‘gıpta’ ile izlendi!

MİT’çi Aktör / I

Avrupalı ve ABD’li ünlü yıldızlar gibi bol para kazandı. Geleceğini düşünmeden harcadı. Hovardaydı, güzel kızlara ve kadınlara düşkündü. Lüks yatında/karavanında misafir eder, ‘mirasyedi hayatı’ yaşardı. 8 kez nikâhlanıp boşandı. Sadece özel yaşantısıyla değil, filmleriyle de iz bıraktı, ‘gıpta’ ile izlendi!

Kardeşini Zehirleten Padişah!

Fatih’in büyük oğlu Şehzade Bâyezid, babasının ardından tahta çıktı. Fakat atasının izinden gitmedi. Resim, heykel gibi güzel sanatlara uzak durdu. Hatta bazı dinî saiklarla yasak(lar) getirdi. Oysa şehzadeliğinde ‘hazcı anlayışı’ benimsemişti.

‘Paşanın Güzel Karısına Göz Koyan’ Padişah

Çeyrek asırlık süreçte her gün ölüm korkusuyla yaşayan Şehzade İbrahim, tahta çıkınca hayattan kâm almaya girişti. Harem, - yakın çevresinin ve yağcılarının da yardımıyla! - güzel cariyelerle dolup taştı. Ama Padişah’ın gözü doymadı. Kendine methedilen evli hanımlara da el atmaya, gönül eğlendirmeye kalkıştı!

CIA’nin Hedefindeki ‘Düşünce Silahşoru’

Osman Nuri Koçtürk, tek başına ABD’ye kafa tuttu/savaş açtı. Süt tozu, hibrit tohum, yumurta/et tavuğu, soya yağı, yabancı menşeli gübre gibi hayati ürünlere karşı çıktı. Süper/’emperyalist’ devletlerin, ‘zayıf müttefiklerinin topraklarını ve insanlarını deneylerinin malzemesi olarak kullandığını’ ortaya koydu/ispat etti. ‘Yeniçağın yeni silahlarını teşhir etti!’

33’lük Tespih Gibi Tabanca Çeken Fedai

Yakup Cemil Bey, ‘korku’ kelimesini tanıma(z)dı. Düz mantık yürütürdü. Siyasetin ince oyunlarını, gülümserken ayak kaydıran tuzaklarını bilmezdi. Ölümü göze alır, istenileni/emredileni yapardı. Kontrolü müşküldü. Haksızlık(lar) karşısında susmaz, ya sesini yükseltir ya da - daha çok! - piştovunu konuştururdu.

Ezilen Bütün Kadınlar Birleşin!

BM - Birleşmiş Milletler! - istatistiklerine göre, kadınlar tarih boyunca sömürüldü, tecavüze uğradı, şiddet gördü ve zorlu/sert yaşam koşullarına mahkûm edildi. Günümüzde de durum pek değişmedi: Emeğe dayalı işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından yapıldı. Kazancın yüzde 10’u hanelerine yazılabildi.

Uzayda Kömür Olan Kozmonot Köpek

Uzay çalışmalarında, ABD ve Sovyetler Birliği, ilk ciddi adımları atan iki ülkeydi.

Fransız Kılıcı Sallayan Harkiler

Cezayir, 130 yılı aşkın süre (1830 - 1962) Fransız sömürgesiydi. Koloni yönetimi, yerli halkı sindirmek için her türlü insanlık dışı uygulamayı yaptı. Süreç içinde Arap ve Bedevi asıllı 10 milyona yakın Müslüman hayatını yitirdi. ‘Harki’ denilen yerli işbirlikçiler, Fransız saflarında yer aldı. Verilen emirleri uyguladılar. Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda soydaşlarına karşı savaştılar.

Macron’un Özel Hayatı

Emmanuel Macron, ‘Fransa’nın en genç cumhurbaşkanı’ydı. Renkli, duygu dolu, mutlu, heyecanlı yaşam öyküsüne sahipti. Siyasette hep yükseldi ve görülmeyen bir el/kuvvet tarafından desteklendi.

Diğer Casuslar Dünyası Yazıları

Kızıl Saçlı Afet

Anna (Kushchyenko) Chapman, 21. yüzyılın birinci çeyreğinde dünyaca ünlenen ilk kadın casustu. New York’ta faaliyet gösterdi. Eşsiz fiziği, kızıl saçları, yeşil gözleri, Hollywood yıldızlarını kıskandıran çok zengin gardırobu, lüks ötesi hayatıyla hedef seçtiği erkekleri parmağında oynattı. Mata Hari’nin türevi gibiydi.

MOSSAD'ın Suikast Listesindeki Siyasetçi

Yaser Arafat, yaşamı boyunca MOSSAD’ın tehdidi altındaydı. Sayısız suikast girişiminden son anda/kıl payı kurtulabildi. Ama hayatını yitirdikten sonra ortaya çıkan hastane raporu ürperticiydi...

Devlet Eliyle Kalpazanlık

Almanya, 2. Dünya Savaşı’nda ezeli düşmanı İngiltere ile sadece cephede karşılaşmadı. Ekonomik yıkıma uğratmak için de çok gizli ve usta işi planı devreye soktu. ‘Bernhard Operasyonu’ denilen harekâtla sahte kâğıt paraları İngilizlerin günlük hayatına soktu. Enflasyonu artırdı, fiyatları zıplattı.

Castro’ya Zehirli Puro

Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro’ya iktidara geldiği 1959 yılından 2006’ya kadar 650’e yakın suikast girişiminde bulunulduğu iddia edildi.

Kral Hüseyin'in Yahudi Sevgilisi

CIA (Merkezi Haberalma Teşkilâtı) resmi belgelerine göre çöpçatanlık yaptı: Ürdün Kralı Hüseyin ile Yahudi asıllı Hollywood yıldızı Susan Cabot ilişkisine aracılık etti.

İran'ın Nükleer Satrancı

Hedefe konulan İranlı nükleer fizikçiler şehir içinde düzenlenen suikastlarda öldürüldü. Trafikte yaklaşan motosikletli kişiler, ya arabanın dış yüzeyine mıknatıslı bomba yerleştirdi ya da otomatik silahlar kullanıp olay yerinden hızla uzaklaştı.

Kelebek Gibi Uçan Arı Gibi Sokan Casus

Ahmet Esat Tomruk Bey - nam-ı diğer ‘İngiliz Kemal’ -, ‘destan kahramanı’ydı. Korku kelimesini hiç tanımadı. Üstün yetenekliydi. Son derece soğukkanlı ve atılgandı. Ülkesi için çok büyük işler başardı. Şımarmadı, övgü istemedi. Makam mevki derdine düşmedi. Bildikleriyle/sırlarıyla kimseyi rahatsız etmedi. Müktesebatını mezara götürdü.