Cahide Sonku, Türk sineması ve tiyatrosunun ilk gerçek kadın starıydı. Güzelliği, vamplığı, cüretkârlığı ve olağanüstü yeteneği ile istediği - dilediği gibi hayat yaşadı.
Almanya’nın Afrika’daki sömürgesi Namibya’da tarihin ilk soykırımını gerçekleştirdiği ve 100 bin civarındaki yerliyi öldürdüğü Birleşmiş Milletler Raporu’na girdi.
Muhterem Nur, - son döneminde! - Müslim Gürses ile yaptığı ve 29 yıl süren evliliği ile hatırlandı/tanındı. Nur, Gürses’ten 22 yaş büyüktü. Bir devirde çok ünlü olmasına karşın, günümüzdeki bilinirliği sınırlıydı.
Kont Ciano’nun günlüklerinin yayınlanmasına İtalya’da izin verilmemiş, eşi Edda Mussolini Ciano tarafından Amerikalılara iletilmesiyle kitap okuyucuyla buluşabilmişti.
Suzan Avcı (Bizavcı), ‘hayat mektebi’nden mezundu. Tek başına yaşamı ve ailesini omuzladı. Yeşilçam’da mucizeler yarattı. Çizdiği tipolojiyle milyonlarca erkeğin dikkatini çekti/hayranlığını kazandı. Adını, Türk Sinema Tarihi’nin zirvesine yazdırdı.
Nurullah Ataç, döneminin eleştirileri en çok önemsenen üstadıydı. Dilde sadeleşmeyi destekledi. Cumhuriyet ilkelerini savunan genç kabiliyetleri hep destekledi. Ömrünü Türkçe’ye adadı.
Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos (1864 - 1936), 12 Ocak 1934’de bir mektup yazıp Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermişti.
2. Katerina ya da Rus tarihçilerine göre Büyük Katerina; özel hayatıyla ve Rusya’da başardığı değişim ve dönüşümle hatırlandı. Rusya’yı ‘dünya devleti’ yaptı. Osmanlı’ya büyük zarar verdi ve ilk kez ‘hasta adam’ benzetmesini kullandı.
3. Mustafa, devletin itibarı/muzafferiyeti için bütün varlığını harcadı. Hanımından, kızından ve oğlundan ordular donatacak tutarda borç para alıp savaş masraflarını karşılamaya çalıştı. Karşılığında senet verdi. Borçlu öldü; imzaladığı tarihi bono, Topkapı Sarayı’nın arşivine girdi.
Mehmet Ali Erbil; ünlü bir babanın, Sadettin Erbil’in oğluydu. Aileden tiyatrocu/sinemacıydı. Babasının yolundan gitti; ata mesleğini seçti. Her hareketi ilgi çekti; her esprisi yüzümüzü güldürdü. Bazen güldürüde çizgiyi aşsa da, hep tolerans gördü.
Sadullah Koloğlu; 1948’den sonra Libya’da kurulan hükümetlerde Başbakanlık yapan Türk soyluların ilkiydi. Devlet cihazının oluşturulmasında önemli hizmetleri dokundu. Ahmet Maytik, Muhammet Sakızlı ve Fayiz es Serrac gibi Türkler de aynı makama gelecekti.
Seher Şeniz, parçalanmış aile kurbanıydı. Babasını hiç tanımadı; annesinin ve kardeşlerinin desteğini de - yeterince! - gör(e)medi. Sevgiyi, huzuru ve aile sıcaklığı başkalarında aradı. Hep aldatıldı; cinsel obje olarak değerlendirildi; sürekli hayal kırıklığı yaşadı. İfadesine göre; ‘kullanıldı!’