Gülriz Sururi kendine özgü stiliyle kızıl saçlı, delici bakışlı, naif, çekici ve ilgi odağıydı. Vefalı, paylaşımcı, aydınlanmacıydı. Müthiş bir Atatürk hayranıydı.
Son Halife Abdülmecid Efendi’nin biricik oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün (1919 - 1924 yılları arasında) beş yıl başkanlığını yaptı.
Der Spiegel dergisinde yer alan bir haberde, Katolik Kilisesi’ne mensup bazı din adamlarının, Nazi rejiminin önemli isimlerine savaş sonrasında yurt dışına kaçışlarında yardımcı olduğu/kolaylık sağladığı iddia edildi.
Churchill’in Sudan’da orduda görev yaptığı yıllarda Arap Kültürü ve İslamiyetle ilgilendiği, şair arkadaşı Wilfird S. Blunt ile buluştuğunda yerli halkın kıyafetlerinden giymeyi tercih ettiği biliniyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne açık destek veren 3. Ağa Han, bilmeden İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasına ve çok sayıda gazetecinin yargılanmasına yol açmış oluyordu.
Safiye Ayla, tıpkı Zeki Müren gibi her döneminde yeniliklerden yana oldu. Yaşının ilerlemesine bakmaksızın estetik ameliyat oldu, sahnede süper mini etek, kısa pantolon, hattâ mayo giydi.
Endonezya’nın kurucu cumhurbaşkanı farklı bir adamdı: Diplomatik sıkıntı yaratan/yaratabilen bazı istekleri olurdu. Mesela geceleri tek başına yatamazdı; yanında mutlaka güzel bir hanım kalmalıydı.
Alman Nazi lideri Adolf Hitler, Avusturya’da geçirdiği ilk gençlik yıllarında Yahudi asıllı Stefanie Isak adlı olağanüstü güzel kıza âşıktı, ama duygularını açıklayacak cesareti kendisinde bulamadı.
Ekrem Pakdemir’in anıları, Türkiye’nin ‘Özallı Yılları’nı yaşatan-hatırlatan, dönem politikasının bilinmeyen-gizemli labirentlerinde dolaştıran, gün ışığına çıkaran, önemli bir eser konumunda…
Urfa’daki Mahmut Nedim Konağı’nın sahibi İnci Baba’ydı. Ailesi, İnci Baba’yı konağın bahçesine gömmek istiyordu. Konak, tarihi eser kapsamındaydı, defin için Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyordu.