Mahmut %EF%BF%BD%EF%BF%BDevket Pa%EF%BF%BD%EF%BF%BDa Yazıları

Mahmut %EF%BF%BD%EF%BF%BDevket Pa%EF%BF%BD%EF%BF%BDa ile ilgili 19 yazı bulunmaktadır.


Fatih’in ‘Çapkın’ Şehzadesi

Fatih’in 2. oğlu, Şehzade Mustafa, askerliğe yatkındı, şiir söylerdi. Yakışıklı, hareketli ve ‘hercaî’ idi. Saray’ın ve hareminin cinsi latiflerini kendine hayran ederdi. ‘Güzelleri yalnız bırakmayı sevmediği,’ kayıtlara geçildi. Bu yüzden de hayatını yitirecekti!’

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 1

Bitlisli Zaro Ağa, ömrünün tamamına yakınını İstanbul’da geçirdi. Güçlü kuvvetli, tuttuğunu koparan adamdı. Ölünceye kadar sigara içmeyi sürdürdü. ‘Dünyanın En Uzun Yaşayan Adamı’ diye ünlendi. Otopsisinde 3 böbrekli olduğu ortaya çıktı.

Dünyaya Doyamayan 160’lık Delikanlı / 2

Zaro Ağa, 130 yaşından sonra çok ünlendi fakat para kazamadı. Dünyayı dolaştı. Popüler isimlerle tanıştı, fotoğraf çektirdi. Reklam kampanyalarında etkin rol aldı. Kartpostalları/foto kartları yüz binlerce satıldı. Kısacası Ağa, ülkemizin ilk ‘uluslar arası medya ikonu’ydu!

50 Yıl Hapis Yatan Padişah

25. Osmanlı hükümdarı Sultan Osmân-ı Salis - 3. Osman! -, neredeyse ömrünün tamamına yakınında hapisteydi. Rutubetli, karanlık, az sayıda insanın gir(ebil)diği ‘kafes’de yarım asırdan fazla tutuklu kaldı. Güneşe, suya, doğaya hasretti. Memleket ve dünya siyasetinden uzaktı. İstanbul’un günlük hayatından bîhaberdi. ‘Ama kaderinde cihan devletinin tahtına oturmak da vardı!’

İki Defa Gömülen Vezir-i Azam

Hekimoğlu Ali Paşa, Osmanlı coğrafyasının tamamına yakınını dolaştı/gördü. Yöneticilik yapmadığı bölge - nerede ise! - kalmadı. İmparatorluğun en yüksek makamına ‘sadrazamlığa/vezir-i azamlığa’ - tam 3 defa! - kadar yükseldi. Devleti kontrol eder duruma geldi. Daima halkın yanında durdu, sorunları çözmeye çalıştı. ‘Maaşından başkaca gelire sahip olmadı. Rüşvete, irtikâba, hediyeye bulaşmadı/tenezzül etmedi!’ Şahsi birikimini cami, külliye, çeşme, kütüphane gibi hayır işlerinde harcadı. ‘Ailesine de temiz ismini miras bıraktı!’

Ferhantoloji

Ferhan Şensoy, tiyatromuzun son yarım yüzyılda yetiştirdiği birkaç sivri dilli, muhalif, yazdığı okunan, sahnelediği seyredilen sanatkârlardandı. Heyecanlı, hareketli, yüksek tansiyonlu, özenilecek, serüven dolu hayat sürdü. Geride çok sayıda eser, anı ve dost bıraktı.

Huzurevinde Sönen Yıldız

Altan Karındaş çok yönlü sanatçıydı. İlk Türk şov kadınıydı. İnsan, çocuk ve hayvan taklitlerini çok iyi yapardı. TSM’yi bilirdi, makamlara vakıftı. Makber’i kusursuz seslendirirdi. Sadece sanatçı yönüyle değil, güzelliğiyle de çekim merkeziydi.

Şapkanın Sarık İle Mücadelesi

Osmanlı bürokrasisi - zaman zaman - Batı’yı takdir etse de Batılılaşmaya hep mesafeli durdu. Avrupa’dan yenilikleri getirmeye yeltenen hükümdar(lar) ya cezalandırıldı ya da hayatını yitirdi. Ulema ve ordu da diğer önemli muhaliflerdi. Genç Cumhuriyet de kurulurken - aynı zamanda! - hem işgal güçleriyle ve hem de yeni yönetime karşı duranlarla kapışacaktı.

İstanbul’dan Ölüme Gönderilen 80 Bin Sokak Köpeği

İstanbul’un tarihinde 3 defa ciddi boyutlarda sokak köpeği katliamı yaşandı. 1910’daki ilk teşebbüste 80 bin köpek toplandı ve aç bırakılıp ölüme terk edildi. 1912’deki 2. girişimde 30 bin, 1980 sonrasındaki 3. itlafta da 83 bin hayvanın canına kıyıldı.

Kızlarını Ve Damatlarını Azarlayan Padişah

Sultan Abdülmecit, Osmanlı’nın son 4 padişahının da babasıydı. Uyguladığı programlar ve fikirleriyle sonraki nesillere ilham verdi. Batılılaşma ve çağdaşlaşma düşüncesinin/hareketinin savunucusuydu. Fransız ve İngiliz hanedan üyelerinin rüyaları süsleyen hayat tarzını örnek aldı/yaşadı. Dinî vecibelerini yerine getirdi fakat içkisini ve hızlı yaşantısını ihmal etmedi.

Melek Girmez Sokağı’ndaki Cami

Melek Girmez Sokağı, 1812’deki veba salgını ile ününe ün kattı.

Tefecilik Yapan İmam

Meşhur diğer bir ‘ribahor’, Laleli Camii Selâtin Vaizi ‘Mardinî Şeyh’ idi. Sivri dilli, herkesi eleştiren, hediye göndermeyene çamur atan, pek aç gözlüydü.

Tesettürlü Sosyalist Şaire

Yaşar Nezihe (Bükülmez) Hanım, hayata, zorluklara, haksızlıklara, yolsuzluklara direndi. Ezilenin yanında, ezenin/despotun karşısındaydı. Şaire kimliği ile ilgi uyandırdı. Türk edebiyatının 1 Mayıs temalı ilk şiiri onun imzasını taşıyordu.

Cariyenin Ayaklarına Kapanan Halife Padişah

1. Abdülhamit, 45 yıl ‘Kafes Köşkü’nde hapis tutuldu. Vücudu iflas etti, morali çöktü. Tahta çıkınca, saray hekimlerinin hazırladığı özel ilaçları/karışımları kullandı. Ardından cariyelerle sıkı şekilde teşriki mesaiye girdi. Ama ‘Ruhşah’ adlı ahunun reddiyesi karşında ne yapacağını şaşırdı. Merhamet dilenen mektuplar kaleme aldı, adeta yalvardı…

Hanım Sultan’ın Ermeni Jigolosu

Serfirâz Hatun, Osmanlı’nın 31. padişahı Sultan Abdülmecit’in gözdesiydi. Su gibi para harcar, Avrupa elbiseler giyer, Galata ve Beyoğlu’nda fink atardı. ‘Küçük Fesli’ lakaplı, yakışıklı Ermeni müzisyeni jigolo tutmuştu.

Cesedi Kadavra Yapılan Hikâyeci

Günümüzde kitapları - hiçbir telif ücreti ödenmeden! - milyonlarca satılan Ömer Seyfettin; son nefesini verdiğinde beş parasız ve kimsesizdi.

Orhan Gencebay’ın Çok Özel Şahsi Tarihi

Gencebay; kısa süre önce kalp krizi geçirdi. Yakınlarına ve sevenlerine korkulu anlar yaşattı. 75 yıllık hayat serüveninde hepimizin duygu dünyasına girdi. Şarkı sözleri, besteleri, filmleri, konserleriyle gönül âlemimizde yer edindi/iz bıraktı. Orhan Baba büyük çoğunlumuzun ortak değeri… Renkli, farklı, sabırlı ve sporcu…

İstanbul’a Hükümdar Olan Baldırı Çıplak

Patrona Halil adlı, Beyazıt Hamamı’nda tellâklık (kesecilik!) yapan ‘baldırı çıplak!’ fitili ateşledi. 3 kıtada hüküm süren Osmanlı’nın payitahtı İstanbul’u adeta işgal etti; bazen tek başına, bazen de kurduğu ‘ihtilal meclisi’yle yönetti. Kanun koydu; ferman saldı; dilediği adamı dilediği yere getirdi; istediği devletlûnun kellesini al(dır)dı; en önemlisi de hükümdar indirdi.

Canlı Canlı Mezara İndirilen Padişah

24. Osmanlı Sultanı Mahmûd-ı Evvel ya da bilinen adıyla Birinci Mahmut; Ayasofya Camii’nde Cuma namazını kıldıktan sonra bindiği atından düştü ve derin komaya girdi. Yapılan muayenede öldüğüne hükmedildi; alelacele namazı kılınıp defnedildi. Gece boyunca başında Kur’an okumakla görevlendirilen hafız, mezardan gelen iniltileri/feryatları duyunca korktu. Sultan Birinci Mahmut’un yaşadığını saraya haber verdi. Ama…